Bartın Gezilecek Yerler - Bartın Gezi Rehberi
Bartın gezilecek yerler bakımından doğanın ve tarihin iç içe geçtiği, keşfedilmeyi bekleyen pek çok güzelliğe ev sahipliği yapar. Karadeniz’in eşsiz atmosferini yansıtan bu şehir, hem sakin bir kaçış noktası hem de kültürel bir keşif rotası sunar.
Yeşilin her tonunu barındıran doğal alanları, tarihî yapıları ve huzur dolu sahil şeridi ile Bartın, her mevsim farklı bir güzelliğe bürünen özel destinasyonlardan biridir. Bartın gezilecek yerler, kendine özgü mimarisi, zengin mutfağı ve sıcakkanlı insanlarıyla burası, sadece gezmekle kalmayıp aynı zamanda yaşanacak anılar biriktireceğiniz bir yer.
Bartın geziniz sırasında Instagram’da paylaştığınız gönderilerin daha fazla kişiye ulaşmasını istiyorsanız eğer takipçi satın al sayfamıza göz atın!
Bartın Gezilecek Yerler Listesi
Bartın, doğal güzellikleri, tarihi mirası ve eşsiz plajlarıyla Karadeniz’in saklı cennetlerinden biri. İnce kumlu sahilleri, yemyeşil doğası ve her köşesinde keşfedilmeyi bekleyen tarihi hazineleriyle hem yaz tatilleri hem de günübirlik geziler için ideal bir destinasyon.
Amasra ve Kurucaşile gibi turistik ilçeleriyle her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan şehir, her bütçeye uygun konaklama seçenekleriyle de tatilcilerin ilgisini çekiyor. Doğanın sunduğu benzersiz manzaralara tanıklık etmek isteyenler için Güzelcehisar Koyu, devasa lav sütunlarıyla büyüleyici bir atmosfer sunuyor.
İnkumu Plajı, Bozköy Plajı, Büyük Liman Plajı ve Amasra Plajı, Karadeniz’in serin sularında keyifli bir tatil yapma fırsatı sunuyor. Tarihi zenginlikleriyle de öne çıkan Bartın, Roma döneminden günümüze ulaşan Kemere Köprüsü, Amasra Kalesi, Kuş Kayası Yol Anıtı ve Güzelcehisar Kalesi gibi önemli yapılarıyla geçmişin izlerini bugüne taşıyor.
Doğayla iç içe huzurlu bir mola vermek isteyenler ise Bakacak Tepesi ve Çakraz Seyir Tepesi’nden Karadeniz’in mavisiyle yeşilin kucaklaştığı eşsiz manzaraları izleyebilir, Küre Dağları’nın bakir doğasında kendini yenileyebilir. İşte, Bartın’da gezilecek yerler:
Amasra
Bartın'ın sadece değil, Karadeniz'in de en sevilen turistik ilçelerinden biri olan Amasra, hem doğal güzellikleriyle hem de tarihi dokusuyla her yıl binlerce turisti ağırlıyor. Ege ve Akdeniz'i aratmayan, göz alıcı plajları, doğayla iç içe sakin koyları, denizin ve güneşin tadını çıkarabileceğiniz alanlarıyla popüler bir tatil beldesi.
Amasra, sadece günübirlik gezilerin değil, aynı zamanda uzun süreli tatillerin de vazgeçilmez rotalarından biri. Amasra Plajı, Büyük Liman Plajı, Küçük Liman Plajı, Çakraz Plajı ve İnkumu Plajı gibi ince kumlu ve geniş sahilleriyle ünlü olan bu belde, Karadeniz’in masmavi sularını keşfetmek isteyenler için mükemmel bir seçenektir.
Amasra'da, denize sıfır butik ve apart otellerden, daha lüks konaklama alternatiflerine kadar her türlü ihtiyaç ve tercihe hitap eden seçenekler bulunabiliyor, bu da ziyaretçilere konforlu ve keyifli bir tatil imkânı sunuyor.
Amasra, Bartın'ın simgelerinden biri haline gelen Roma dönemi yapımı Kemere Köprüsü ile anakaraya bağlanan Boztepe Adası'na ev sahipliği yapıyor. Bu adayı gezerek, Amasra Kalesi'nin tarihi surlarını, Direkli Kaya gibi etkileyici yapıları yakından keşfetme fırsatına sahip olabilirsiniz.
Bu antik kalıntılar, şehri hem tarihsel açıdan hem de görsel olarak zenginleştiren eşsiz yapılar arasında yer alıyor. Amasra'da, denizin ve tarihin iç içe geçtiği bir atmosferde gezinirken, aynı zamanda doğal güzelliklerin de tadını çıkarabilirsiniz.
Şehirde yapılacak bir başka keşif ise sahil kenarında yer alan balık restoranlarında, büyüleyici gün batımı manzarası eşliğinde romantik akşam yemekleri yemektir. Burada geçireceğiniz keyifli anlar, tatilinizin en unutulmaz hatıralarından biri haline gelebilir.
Yaz aylarında, Amasra'da her gün düzenlenen tekne gezileri ve dalış turları, Karadeniz'in su altı dünyasını keşfetmek isteyenler için eşsiz fırsatlar sunuyor. Bu turlar sayesinde, su altındaki renkli mercanlar, balık sürüleri ve deniz yaşamının çeşitliliği hakkında etkileyici fotoğraflar çekebilir ve bu benzersiz güzellikleri ölümsüzleştirebilirsiniz.
Amasra, denizin ve doğanın sunduğu bu eşsiz güzelliklerle, her türlü tatilcilere hitap eden bir destinasyon olmayı sürdürüyor ve her adımda karşınıza çıkan muazzam manzaralarla tatilinizi bambaşka bir deneyime dönüştürüyor.
Amasra’da daha fazla gezilecek yer arıyorsanız eğer mutlaka “Amasra Gezilecek Yerler” isimli içeriğimize göz atın!
Amasra Kalesi
Amasra Kalesi, Bartın’ın en çok ziyaret edilen tarihi hazinelerinden biri olup, özellikle gün batımlarında sunduğu büyüleyici manzara ile ziyaretçilerini adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Roma İmparatorluğu döneminde sağlam kesme taşlarla inşa edilmiştir.
Bu etkileyici yapı, yıllar boyunca pek çok medeniyetin izlerini taşımış ve 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilerek tarihi ve kültürel önemini bir kez daha kanıtlamıştır. Boztepe Adası’nı karaya bağlayan antik köprüsüyle dikkat çeken Amasra Kalesi, geçmişin görkemini günümüze taşıyan eşsiz bir yapıdır.
Kale, sadece ana yapısıyla değil, çevresindeki diğer tarihi unsurlarla da ilgi çekicidir. Sormagir Kalesi ve Zindan Kalesi gibi iki küçük kale ile birlikte bölgenin savunma hattını oluşturan Amasra Kalesi, Cenevizlilerden Bizanslılara, Osmanlılardan günümüze kadar pek çok medeniyetin koruma amacıyla kullandığı önemli bir stratejik nokta olmuştur.
65 metreye kadar ulaşan yüksek surları, 8 burcu ve içeride yer alan tarihi yapılarıyla zamana meydan okuyan bu kale, tarih meraklıları için keşfedilmeyi bekleyen sayısız detay barındırmaktadır. Kale içinde gezinirken, geçmişin izlerini taşıyan dar sokaklardan geçebilir, yüzlerce yıllık tarihi evlerin gölgesinde mistik bir atmosferin içinde kaybolabilirsiniz.
Devasa surlardan Karadeniz’in sonsuz maviliğine ve Amasra’nın benzersiz panoramik manzarasına bakarak unutulmaz fotoğraflar çekebilir, özellikle gün batımında gökyüzünün kızıl ve turuncu tonlarının kente kattığı büyülü güzelliği izleyebilirsiniz.
Amasra Kalesi’nin her köşesinde dikkat çeken taş oymalar, çeşitli medeniyetlere ait yazıtlar ve kayalara işlenmiş kartal kabartmaları, bu tarihi yapının geçmişini anlatan sessiz tanıklar gibidir. Kimi sur duvarlarında Bizans dönemine ait kabartmaları görmek mümkünken, Osmanlı dönemine ait eklemeler de dikkat çekmektedir.
Özellikle kalenin farklı noktalarına gizlenmiş olan kitabeler, buranın sadece askeri bir yapı olmanın ötesinde bir kültürel miras olduğunu da gözler önüne sermektedir. Tarihi dokusunu her köşesinde hissettiren Amasra Kalesi, sadece bir savunma yapısı değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de büyüleyici bir atmosfere sahiptir.
Kaleye çıkan taş merdivenlerden ilerlerken bir yanda Karadeniz’in dalgalarının kayalara çarptığını duyabilir, diğer yanda tarihi surların heybetli görüntüsünü seyre dalabilirsiniz. Bölgedeki küçük dükkanlardan el yapımı hediyelik eşyalar alabilir, kale çevresindeki kafelerde oturarak manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Amasra Kalesi, tarih ve doğanın iç içe geçtiği eşsiz bir nokta olarak, her yıl binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Eğer tarihin derinliklerine yolculuk yapmak, geçmişin görkemli izlerini keşfetmek ve Karadeniz’in en güzel manzaralarından birini izlemek istiyorsanız, bu tarihi yapıyı mutlaka listenize eklemelisiniz.
Kurucaşile
Bartın’ın Karadeniz kıyısında uzanan başka bir turistik ilçesi olan Kurucaşile, şehir merkezine sadece 1 saat uzaklıkta, doğayla iç içe, huzur dolu bir gezi fırsatı sunuyor. Önü masmavi Karadeniz, arkası ise yemyeşil çam ormanlarıyla çevrili bu küçük ve şirin ilçe, doğal güzellikleri, sakin atmosferi ve tarihi mirasıyla keşfedilmeyi bekleyen bir cennet köşesi.
Kurucaşile’nin en büyük cazibelerinden biri, berrak sulara sahip Karaman Plajı ve Kapısuyu Plajı gibi birbirinden güzel plajlarıdır. İnce kumları ve tertemiz deniziyle özellikle yaz aylarında ziyaretçilerin ilgisini çeken bu sahiller, sadece yüzmek için değil, aynı zamanda güneşin tadını çıkarmak, doğanın huzurunu hissetmek ve şehir hayatının stresinden uzaklaşmak için de harika bir ortam sunar.
Deniz ve güneş keyfinin yanı sıra, Kurucaşile’nin en göz alıcı doğal harikalarından biri olan Gölderesi Şelalesi, doğaseverlerin mutlaka görmesi gereken yerlerden biridir. Yemyeşil ormanlarla çevrili bu büyüleyici şelale, serin sularıyla yaz sıcağında ferahlatıcı bir mola sunarken, etrafında yapılan doğa yürüyüşleri ve fotoğraf çekimleriyle ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatır.
Bununla birlikte, Kurucaşile sadece doğal güzellikleriyle değil, tarihi dokusuyla da dikkat çeker. Bölgede bulunan Kromna Antik Kenti, geçmişin izlerini günümüze taşıyan önemli tarihi hazinelerden biridir.
Antik Çağ’da bir yerleşim yeri olan bu bölge, tarihi kalıntıları ve arkeolojik yapılarıyla hem tarih meraklılarını hem de kültürel keşif yapmak isteyen ziyaretçileri kendine çekmektedir. Burada yapılan gezilerde antik taş yapıları, eski sur kalıntılarını ve bölgenin geçmişine dair ipuçlarını keşfetmek mümkündür.
Kurucaşile, aynı zamanda deniz sporları meraklıları için de oldukça cazip bir destinasyondur. Hafif rüzgarlı ve zaman zaman dalgalı denizi sayesinde, uçurtma sörfü, rüzgar sörfü, yelken ve deniz paraşütü gibi birçok su sporunu yapmak için ideal bir ortam sunar.
Adrenalin tutkunları için heyecan dolu aktiviteler sunan Kurucaşile sahilleri, hem profesyonel sporculara hem de bu sporları yeni deneyimlemek isteyenlere uygun alanlar barındırır. Günü doğayla iç içe keşiflerle ve denizde eğlenceli aktivitelerle geçirdikten sonra, Kurucaşile’nin sahil boyunca uzanan butik otellerinde konaklayarak dinlendirici bir tatil yapabilirsiniz.
Karadeniz manzaralı odalarda konaklamak, dalgaların sesi eşliğinde huzurlu bir gece geçirmek, buranın en özel deneyimlerinden biri olarak öne çıkar. İlçenin sahil kenarında hizmet veren restoranlarında ise Karadeniz’in taze ve lezzetli balıklarını, yöresel mezeleri ve el yapımı organik ürünleri deneyerek keyifli bir akşam geçirebilirsiniz.
Tüm bu özellikleriyle Kurucaşile, doğanın eşsiz güzelliklerini, denizin serin kollarını ve tarihi zenginlikleri bir arada sunarak ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Karadeniz’in saklı cennetlerinden biri olan bu huzurlu ilçe, keşfedilmeyi bekleyen doğal ve kültürel hazineleriyle sizleri bekliyor.
Çakraz
Çakraz, Bartın'ın Amasra ilçesine bağlı, Karadeniz kıyısında uzanan küçük ama büyüleyici bir tatil beldesidir. Karadeniz’in en güzel plajlarından biri olarak gösterilen Çakraz Plajı, altın sarısı incecik kumları ve cam berraklığındaki deniziyle her yıl binlerce ziyaretçiyi kendine çekiyor.
Günübirlik kaçamaklardan uzun soluklu tatillere kadar her türlü tatil planına uygun olan Çakraz, el değmemiş doğası, huzurlu atmosferi ve sıcakkanlı insanlarıyla misafirlerine unutulmaz anlar yaşatıyor.
Denizin ve güneşin tadını çıkarmanın yanı sıra Çakraz, tarihi dokusuyla da büyüleyici bir destinasyon. Bölgede, Roma döneminden kalma lahitler ve anıtsal yapılar bulunuyor. Tarih meraklıları, bu kalıntıları keşfederken geçmişin izlerini sürebilir ve beldenin köklü geçmişi hakkında bilgi edinebilirler.
Ayrıca, Karadeniz’in mistik atmosferiyle bütünleşen sahil şeridi, doğa yürüyüşleri ve fotoğrafçılık tutkunları için eşsiz kareler sunuyor. Yılın her mevsimi düzenlenen rehberli doğa yürüyüşleri, bisiklet gezileri, fotoğraf safarileri ve tekne turları ile Çakraz, macera ve keşif arayışında olanlara da hitap ediyor.
Özellikle bahar ve yaz aylarında, bölgenin yemyeşil ormanları arasında yürüyüş yapabilir, denizden Amasra kıyılarını keşfetmek için tekne turlarına katılabilirsiniz. Balıkçılıkla ünlü olan Çakraz’da, taze deniz ürünlerinin sunulduğu sahil restoranlarında gün batımına karşı lezzetli bir akşam yemeği yiyebilir, Karadeniz mutfağının eşsiz tatlarını deneyimleyebilirsiniz.
Her bütçeye hitap eden konaklama seçenekleriyle de dikkat çeken Çakraz, butik oteller, apart oteller ve aile pansiyonlarıyla misafirlerine konforlu bir konaklama imkânı sunuyor. Özellikle sahil şeridinde yer alan oteller, uyanır uyanmaz Karadeniz’in maviliğine karşı güne başlamanızı sağlıyor.
Şehir hayatının stresinden uzaklaşmak, doğanın içinde huzur bulmak ve Karadeniz’in eşsiz güzelliklerini keşfetmek isteyenler için Çakraz, dört mevsim ziyaret edilebilecek saklı bir cennet niteliğinde.
Bartın merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta bulunan Çakraz’a ulaşım da oldukça kolay. Bartın’dan her saat kalkan minibüslerle rahatlıkla ulaşabilir, ister kısa süreli bir kaçamak ister uzun bir tatil için bu huzurlu beldeye yolculuk yapabilirsiniz.
Küre Dağları Milli Parkı
Doğa ve fotoğrafçılıkla ilgilenen herkesin mutlaka keşfetmesi gereken yerlerden biri olan Küre Dağları Milli Parkı, ülkemizin en değerli tabiat alanlarından biri olarak, etkileyici doğa manzaralarıyla unutulmaz bir seyahat deneyimi vadediyor.
Küre Dağları’nın büyük bir bölümünü kapsayan ve 2000 yılında el değmemiş doğası koruma altına alınan milli park, Kastamonu ile Bartın arasında, şehir merkezine yaklaşık 2 saat uzaklıkta yer alıyor.
Yılın her mevsimi trekking turları, fotoğraf safarileri, dağcılık, kaya tırmanma ve kampçılık gibi aktiviteler için binlerce kişinin uğradığı Küre Dağları Milli Parkı’nı ziyaret ederken, doğanın sunduğu eşsiz güzellikler karşısında hayranlık duymamak mümkün değil.
Milli parkın sınırları içinde yer alan Horma Kanyonu, Valla Kanyonu ve Ilgarini Mağarası gibi ünlü tabiat harikaları, keşif gezilerine farklı bir boyut katıyor. Horma Kanyonu, etkileyici kaya oluşumları ve içinden geçen çay ile doğa severlerin vazgeçilmez rotalarından biri olurken, Valla Kanyonu Türkiye’nin en derin ve en zor geçitlerinden biri olarak macera arayanları kendine çekiyor.
Ilgarini Mağarası ise tarih ve doğanın iç içe geçtiği mistik atmosferiyle ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. İçinde bulunan sarkıt, dikit ve mağara göletleri, mağara keşfi yapmak isteyenler için oldukça etkileyici bir deneyim sunuyor.
Zengin bitki örtüsü ve vahşi yaşam çeşitliliğiyle doğanın tüm renklerini sergileyen Küre Dağları, yürüyüş severler için de adeta bir cennet. İyi düzenlenmiş yürüyüş parkurlarında keyifli bir keşfe çıkabilir, ormanların derinliklerinde saklı şelaleleri keşfederek doğanın sunduğu huzuru iliklerinize kadar hissedebilirsiniz.
Milli park, aynı zamanda nadir görülen 130’a yakın kuş türüne ev sahipliği yaparak kuş gözlemcileri için eşsiz bir ortam sağlıyor. Küre Dağları Milli Parkı, sadece doğa aktiviteleriyle değil, aynı zamanda sunduğu dinlenme olanaklarıyla da öne çıkıyor.
Çam ormanları arasında uzanan mesire alanlarında oksijen seviyesi yüksek havada yorgunluk atabilir, kuş sesleri eşliğinde doğayla iç içe huzurlu anlar geçirebilirsiniz. Şehir hayatının stresinden kaçıp doğayla baş başa kalmak isteyenler için parkın belirlenmiş kamp alanlarında çadır kurarak geceyi yıldızlar altında geçirmek ise eşsiz bir deneyim sunuyor.
Kampçılar için uygun alanlar, doğanın sunduğu sessizlikle birleşerek modern dünyadan uzakta ruhunuzu dinlendirmenizi sağlıyor. Sonbaharda sarı, turuncu ve kızılın binbir tonuyla büyüleyici bir görsel şölen sunan Küre Dağları, kış aylarında karla kaplanarak bambaşka bir güzelliğe bürünüyor.
İlkbahar ve yaz aylarında ise canlanan doğası, rengarenk çiçekleri ve serinletici akarsularıyla ziyaretçilerine bambaşka bir atmosfer sunuyor. Yılın her mevsimi farklı bir güzelliğe sahip olan bu doğal cenneti keşfetmek, doğa severler için unutulmaz anılar biriktirme fırsatı sunuyor.
Kemere Köprüsü
Tarih, kültür ve mimari meraklılarının mutlaka görmesini önerdiğimiz Bartın'ın tarihi hazinelerinden biri de Boztepe Adası ile Amasra’yı birbirine bağlayan, antik Roma dönemine ait olan Kemere Köprüsü.
Bu köprü, sağlam mimarisi sayesinde yüzlerce yıl boyunca ayakta kalmayı başarmış ve zamanla birçok farklı medeniyetin izlerini taşımıştır. Cenevizliler, Bizanslılar ve Osmanlılar dönemlerinde de kullanılan bu devasa köprü, yalnızca mimari zarafetiyle değil, aynı zamanda üzerinde bulunan çakıl taşlarıyla da dikkat çekmektedir.
Kesme taş mimarisiyle inşa edilen köprünün alt kısmındaki bölümler, içerdikleri çakıl taşları ile adeta bir sanat eseri gibi görünüyor ve bu görüntü, her bir köşe başında bir kartpostal güzelliği sunuyor.
Gerek yapısal ihtişamı, gerekse tarihi zenginliği ile köprü, bölgedeki diğer tarihi yapıları da gölgede bırakacak kadar etkileyici bir görselliğe sahip. 2006 yılında aslına uygun olarak restore edilen Kemere Köprüsü, hem mimarisi hem de bulunduğu çevre ile Amasra'nın büyüleyici manzarasını tamamlayan en önemli ve etkileyici yapılardan biri olarak görülmeye değer.
Eğer tarih ve doğa tutkunuzu birleştiren bir deneyim arıyorsanız, bu tarihi köprü kesinlikle uğramanız gereken bir nokta. Hem geçmişin izlerini taşıyan hem de çevresindeki doğa ile uyum içinde olan bu köprü, her açıdan göz alıcı bir görsel şölen sunuyor.
Güzelcehisar Koyu
Sadece Bartın’ın değil, Türkiye’nin de en özel koylarından biri olan ve çevresini saran yemyeşil güzelliklerle doğal sit alanı olarak koruma altına alınan Güzelcehisar Koyu, doğayla iç içe, huzur dolu bir kaçamak yapmak isteyenler için adeta bir cennet.
Yemyeşil ormanlarla çevrili, el değmemiş doğası ve tertemiz havasıyla ziyaretçilerine eşsiz bir atmosfer sunan bu koy, Bartın gezinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Yaz aylarında kalabalıklardan uzak, sakin bir deniz keyfi yapmak isteyenler için oldukça cazip bir seçenek sunmaktadır.
Güzelcehisar Koyu, berrak denizi ve altın sarısı kumsalıyla doğaseverlerin vazgeçilmez rotalarından biri. Burada sadece denize girerek serinlemekle kalmaz, aynı zamanda doğanın içinde huzurlu yürüyüşler yaparak kendinizi tamamen yenilenmiş hissedebilirsiniz.
Keşif ruhunu sevenler için tekne turları da oldukça popüler. Bölgenin saklı güzelliklerini görmek, kıyıya paralel uzanan kayalıkların ve yemyeşil tepelerin arasında unutulmaz bir yolculuğa çıkmak isteyenler için tekneler mükemmel bir seçenek sunuyor.
Güzelcehisar Koyu’nun en dikkat çekici özelliklerinden biri de dünyanın çok az yerinde görülebilen 30 metre yüksekliğindeki devasa lav sütunları. Volkanik hareketler sonucu milyonlarca yıl önce oluşan bu doğa harikası, koyun en karakteristik yapılarından biri olarak görenleri kendine hayran bırakıyor.
Her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan bu eşsiz oluşumlar, hem doğa hem de fotoğraf tutkunları için adeta bir açık hava stüdyosu niteliğinde. Günün farklı saatlerinde güneş ışınlarının etkisiyle değişen renk tonları, lav sütunlarını daha da etkileyici bir hale getiriyor.
Deniz sporlarına meraklı olanlar için de Güzelcehisar Koyu tam anlamıyla bir cazibe merkezi. Cam berraklığındaki suları, bölgeyi tüplü ve tüpsüz dalış tutkunları için bir uğrak noktası haline getiriyor. Denizin altındaki zengin ekosistemi keşfetmek isteyenler, buradaki dalış turlarına katılarak su altının büyüleyici dünyasına dalabilirler.
Aynı zamanda kano ve paddleboard gibi aktivitelerle koyun sakin sularında keyifli vakit geçirebilirsiniz. Tüm gün boyunca Karadeniz’in serin sularının tadını çıkardıktan sonra ise günün en büyüleyici anı sizi bekliyor.
Ufuk çizgisine yavaş yavaş yaklaşan güneşin gökyüzünde bıraktığı kızıl ve turuncu tonları, doğayla bütünleşen bu manzaraya adeta romantik bir dokunuş katıyor. Göz kamaştırıcı gün batımı eşliğinde sahilde yürüyüş yapabilir, sessizliğin ve dinginliğin tadını çıkarabilirsiniz.
Doğal güzellikleri, sakin atmosferi, tarihi ve jeolojik önemiyle Güzelcehisar Koyu, sadece Bartın’ı değil, tüm Karadeniz’i keşfetmek isteyenler için vazgeçilmez bir durak. Şehrin kalabalığından ve stresinden uzaklaşıp doğayla baş başa huzurlu bir gün geçirmek istiyorsanız, Güzelcehisar Koyu’nun büyüleyici atmosferi sizi bekliyor.
Bakacak Tepesi
Instagram’da fotoğraf paylaşmaktan hoşlanıyorsanız, hem Karadeniz'in derin mavi sularının hem de tarihi konaklarla süslü Amasra'nın etkileyici panoramik manzaralarını izleyerek unutulmaz fotoğraflar çekmek için Bakacak Tepesi’ne mutlaka uğramalısınız.
Amasra'nın büyülü atmosferine farklı bir açıdan tanıklık edebileceğiniz bu tepe, sıcak yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerle dolup taşsa da, her zaman kendine özgü huzurunu korur. Bu yemyeşil tepe, Fatih Sultan Mehmet'in "dünyanın göz bebeği" olarak nitelendirdiği, görkemli manzarasıyla sizi kendine hayran bırakacak.
Bakacak Tepesi, seyir teraslarından göz alıcı bir şekilde kilometrelerce uzanan Karadeniz'in engin sularını ve doğanın büyüleyici görüntülerini izleme fırsatı sunuyor. Ayrıca, çevresindeki kır bahçelerinde oturup, çayınızı yudumlayarak, bol oksijenle dolu tertemiz havanın keyfini çıkarabilirsiniz.
Tepeden bakıldığında, Boztepe Adası, Amasra Kalesi ve limanda sıralanan rengarenk balıkçı sandalları muazzam bir manzara oluşturur. Ayrıca, doğa yürüyüşleri yaparak bu bölgenin el değmemiş güzelliklerini keşfetmek, şehrin gürültüsünden uzaklaşıp kendinizi doğanın kollarına bırakmak için harika bir fırsat sunuyor.
Tavşan Adası
Bartın’ın ikonik yapılarından biri olan Kemere Köprüsü'nün tam karşısında yer alan Tavşan Adası, etkileyici manzarasıyla tekne turlarının vazgeçilmez duraklarından biridir. Karadeniz’in hırçın dalgalarına meydan okuyan bu küçük ada, doğanın sunduğu eşsiz güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.
Hiçbir yapılaşma veya yerleşimin olmadığı bu bakir doğa harikası, sessiz ve huzurlu atmosferiyle hem yürüyüş yapmak hem de masmavi sularda doyasıya yüzmek için ideal bir yer. Tavşan Adası, doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyenler için tam anlamıyla bir kaçış noktası.
Gürültüden uzak, yalnızca dalgaların sesi ve martıların çığlıklarıyla çevrili bu adada, doğanın dinginliğini iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Kayalık kıyıları, berrak suları ve eşsiz manzaralarıyla ziyaretçilerine huzur dolu anlar sunan ada, günübirlik gezilerin vazgeçilmez duraklarından biri olarak öne çıkıyor.
Tarihe meraklı gezginler için ise Tavşan Adası, yalnızca doğasıyla değil, barındırdığı tarihi kalıntılarla da keşfedilmeye değer bir yer. Bir zamanlar savunma amaçlı olarak kullanılan ada, Bizans döneminden kalma bir kaleye ve bir manastırın kalıntılarına ev sahipliği yapıyor.
Tarihin izlerini taşıyan bu yapılar, geçmişin sessiz tanıkları olarak ziyaretçilerini zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. Deniz tutkunları içinse Tavşan Adası, benzersiz bir deneyim sunuyor. Kayalık kıyılarındaki doğal teraslarda güneşlenebilir, dalış ekipmanlarınızı yanınıza alarak şnorkelli yüzme yapabilir ve Karadeniz’in su altı zenginliklerini keşfetme fırsatı bulabilirsiniz.
Renkli balıklar, yosunlarla kaplı kayalar ve gizemli su altı oluşumları, su altı fotoğrafçılığı meraklıları için eşsiz kareler yakalama imkânı sunuyor. Günün en büyüleyici anları ise Tavşan Adası’nda gün batımında yaşanır.
Gökyüzünün kızıl ve turuncu tonlara büründüğü bu anlarda, Amasra’nın silueti eşliğinde göz kamaştıran bir manzara izleyebilirsiniz. Teknede ya da adanın yüksek kayalıklarında oturarak ufka dalabilir, Karadeniz’in sonsuzluğuna karşı huzur dolu dakikalar geçirebilirsiniz. Doğanın, tarihin ve denizin kucaklaştığı Tavşan Adası, her ziyaretçisine unutulmaz anlar sunmaya hazır.
Ulukaya Şelalesi
Çevresi birbirinden güzel doğa harikalarıyla sarılı olan Bartın, keşfedilmeyi bekleyen eşsiz güzellikleriyle ziyaretçilerine unutulmaz anlar sunuyor. Bu cennet köşesinde, el değmemiş doğanın kalbinde zaman geçirirken, aynı zamanda muazzam fotoğraflar çekebilmeniz için bir durak olarak çıkıyor.
Küre Dağları'nın eteklerinde yer alan bu harika şelale, sarp kayalar arasından yaklaşık 10 metre yükseklikten dökülen bembeyaz sularıyla tam anlamıyla bir tablo güzelliğinde manzara sunmayı başarıyor.
Görkemli bir doğa harikası olan Ulukaya Şelalesi, büyüleyici görüntüsünün yanı sıra, 40 metre çapında buz gibi sularla dolu kaya göletiyle de sıcak yaz günlerinde serinlemek isteyenler için en ideal adreslerden biri.
Bu serin suların çevresinde, doğayla iç içe bir huzur bulabilir, yazın kavurucu sıcağından kaçabilirsiniz. Ulukaya Şelalesi’nin çevresinde bulunan ahşap seyir terasları, şelalenin panoramik görüntüsünü yakalamanıza olanak tanırken, bu eşsiz doğa manzarasında tertemiz dağ havasında piknik yapma keyfini de yaşatıyor.
Yılın her mevsimi ayrı bir güzellik sunan bu alan, sarının en canlı tonlarından yeşilin en huzur veren renklerine kadar doğanın her rengini gözler önüne seriyor. İlkbaharda açan çiçeklerle sararmış yapraklar, yazın sıcaklığına rağmen doğanın yeşil tonları ve sonbaharın altın sarısı, kışın ise karla kaplı manzaralar arasında geçirdiğiniz her an, sizi doğanın büyüsüne daha da yakınlaştırıyor.
Güzelcehisar Lav Sütunları
Bartın'ın tüm dünyadan insanları kendine çeken en ünlü tabiat harikalarından biri olan Güzelcehisar Lav Sütunları, şüphesiz ki bölgedeki en etkileyici doğal oluşumlardan birini oluşturuyor. Güzelcehisar Koyu'nun en çok ziyaret edilen bölümünü teşkil eden bu olağanüstü yapılar, 8 milyon yıllık bir geçmişe sahip.
Yalnızca Amerika, İskoçya ve Kuzey İrlanda'da benzerlerine rastlanabilen devasa lav sütunlarıyla dikkat çekiyor. Karadeniz'in masmavi suları karşısında adeta bir tablo gibi duran bu sütunlar, her açıdan göz kamaştırıcı bir manzara sunuyor.
Ziyaretçilerini hem karada hem de denizde benzersiz bir deneyimle buluşturan bu doğal güzellik, Bartın'da düzenlenen doğa yürüyüşleri, fotoğrafçılık gezileri ve tekne turlarının vazgeçilmez adreslerinden biri haline gelmiş durumda.
Her yıl 40.000'den fazla kişi, bu büyüleyici yapıları görmek için buraya akın ediyor. Güzelcehisar Lav Sütunları, çevresindeki seyir teraslarından, özellikle gün doğumu ve gün batımında harika manzaralar sunuyor.
Bu anlarda, sütunların ilginç şekillerini ve etrafındaki doğal güzellikleri fotoğraflamak isteyen fotoğrafçılar için adeta bir cennet haline geliyor. Bunların dışında, ziyaretçiler sadece kara yoluyla değil, deniz yoluyla da Güzelcehisar Lav Sütunları'nı keşfetme fırsatı buluyor. Bölgede yapılan tekne turları, hem karasal hem de denizsel açıdan eşsiz bir doğa manzarası sunuyor.
Özellikle tüplü ve tüpsüz dalış yapmak isteyenler, çevredeki turkuaz renkteki denizde dalış yaparak, deniz altındaki zengin yaşamı keşfetme şansına sahip olabiliyor. Burada, denizin derinliklerinde adeta bir başka dünya keşfedilirken, zengin su altı yaşamı ve çeşitliliği her dalgıç için unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Bu eşsiz doğal güzellik, sadece görsel zenginliğiyle değil, aynı zamanda sunduğu keşif fırsatlarıyla da herkesi kendine hayran bırakıyor. Güzelcehisar Lav Sütunları, hem doğaseverlerin hem de macera arayanların mutlaka uğraması gereken bir mekan olarak Bartın'ın turizm haritasındaki en parlak yıldızlardan biri olmaya devam ediyor.
İnkumu Plajı
Her köşesi birbirinden güzel koylar ve plajlarla çevrili olan Bartın'da, Karadeniz’in serin sularında ferahlarken, aynı zamanda muazzam bir doğal güzellik sunan İnkumu Plajı’na da kesinlikle uğramalısınız. 3 kilometre uzunluğunda ve altın renginde kumlarıyla ünlü olan bu plaj, yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaktadır.
Bartın merkezine yalnızca 10 kilometre mesafede bulunan İnkumu, hem bölge sakinleri hem de çevre illerden gelen günübirlik tatilcilerle dolup taşar. Plaj, incecik kumları ve çevresini saran yemyeşil ormanlarla büyülü bir atmosfere sahiptir.
Bu eşsiz doğa, Karadeniz’in serin sularıyla birleşerek huzurlu bir kaçamak yapmak isteyenlere adeta bir cennet sunar. İnkumu Plajı, suyu o kadar berrak ve temizdir ki, balık sürülerinin bile rahatlıkla görülebildiği kristal berraklığındaki sularda, tüm gün boyunca rahatlıkla yüzebilirsiniz.
Şnorkelli dalış yapmak isteyenler için de ideal bir yer olan bu plajda, denizin keyfini çıkarırken doğanın büyüsüne kapılabilirsiniz. Ayrıca, plajda güneş şemsiyesi ve şezlong kiralama imkanlarının yanı sıra, birbirinden farklı kafeler, restoranlar, eğlence merkezleri ve oteller de sizleri bekliyor.
Böylece tüm ihtiyaçlarınızı karşılayarak rahatça vakit geçirebilir, hem denizin hem de bölgenin sunduğu güzelliklerin tadını çıkarabilirsiniz. İnkumu Plajı, derinliğe hızlıca geçiş yaptığı için özellikle çocuklu aileler ve acemi yüzücüler için dikkatli olunması gereken bir yer. Ancak plajın sunduğu turistik olanaklar, her seviyeden tatilcinin rahatça keyif almasını sağlıyor.
Amasra Müzesi
Bartın'ın binlerce yıllık tarihi hazinelerini ve kültürel zenginliğini keşfetmek isteyenler için ideal bir durak olan Amasra Müzesi, 1982 yılından bu yana geniş koleksiyonlarıyla hizmet vermektedir. Her yıl 50.000’den fazla ziyaretçi tarafından ilgiyle gezilen bu müze, tarih ve kültür meraklıları için adeta bir cennet niteliğindedir.
Müzede sergilenen eserler, Helenistik dönemin zarif sanatlarından Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarının izlerini taşıyan önemli koleksiyonlara kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Bu eserler arasında binlerce yıl öncesine ait cam, altın, bronz ve gümüş oje örnekleri, heykeller, süs eşyaları ve tarihi silahlar gibi önemli eserler yer almaktadır.
Müzede bulunan taş mimarili, denizcilik okulu olarak inşa edilen etkileyici bina ise bir tarih parçası olarak kendini gözler önüne seriyor. 1884 yılında inşa edilen bu yapı, hem mimarisiyle hem de içinde barındırdığı tarihi eserlerle dikkat çekici bir atmosfer sunmaktadır.
Müzeye adım attığınız andan itibaren her köşesinde tarih kokan bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Amasra Müzesi'nin Arkeoloji salonu, özellikle Roma dönemine ait devasa heykeller, mezar stelleri, sütunlar ve taş eserlerle ziyaretçilerini büyülemektedir.
Bu eserler, antik Roma'nın gücünü ve zarafetini adeta gözler önüne seriyor. Ayrıca müzenin bahçesi de oldukça dikkat çekici olup, burada Roma dönemine ait taş eserlerin yanı sıra tarihi mezar stelleri ve sütunlar gibi önemli parçaları yakından inceleme fırsatı bulabilirsiniz.
Etnografya salonunda ise Osmanlı dönemine ait paha biçilmez antikalar, günlük yaşam eşyaları, silahlar, yöresel giysiler ve el sanatları eserleri sergilenmektedir. Bu salon, bölgenin kültürel mirasını en iyi şekilde yansıtan bir koleksiyon sunuyor ve özellikle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Yöresel giysiler ve el sanatları, bölgenin zengin kültürel geçmişini gözler önüne sererken, Osmanlı dönemine ait antikalar ise o dönemin günlük yaşamını anlamamıza yardımcı oluyor. Amasra Müzesi, hem tarihi hem de kültürel açıdan oldukça önemli bir yer olup, tarih severler için mutlaka görülmesi gereken bir mekan olarak öne çıkmaktadır.
Kuş Kayası Yol Anıtı
Bartın ile Amasra arasında uzanan antik yol üzerinde, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği etkileyici bir yapıt olan Kuş Kayası Yol Anıtı, benzersiz tasarımıyla ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Karadeniz'in derinliklerine doğru yol alırken, Roma İmparatorluğu'nun ihtişamlı geçmişini gözler önüne seren bu devasa anıt, sadece bölgenin değil, Türkiye'nin en özgün Roma dönemi yapıtlarından biri.
M.S. 1. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen Kuş Kayası, Roma İmparatorluğu'nun bu topraklardaki uzun süreli hakimiyetini simgeleyen, tarihsel ve kültürel açıdan büyük bir öneme sahip. Kuş Kayası Yol Anıtı, dev bir kayanın üzerine işlenmiş Roma kartalı figürleri, yazıtlar ve insan tasvirleriyle etkileyici bir görsel şölen sunuyor.
Anıtın üzerindeki detaylar, Roma dönemi sanatının zarif ve anlam yüklü örneklerini yansıtarak, her bir figürün ve yazıtın anlamını çözmeye çalışanlar için adeta bir keşif alanı yaratıyor. Anıta ulaşmak için 160 merdiven çıkmak gerekiyor, bu da ona özel bir cazibe katıyor. Yüksekten bakıldığında, etrafındaki muazzam manzara adeta büyüleyici bir tablo gibi karşınıza çıkıyor.
Her tarih, kültür ve arkeoloji meraklısının mutlaka görmesi gereken bir antik şaheser olan Kuş Kayası, ziyaretçilerini sadece tarihsel anlamıyla değil, aynı zamanda görsel ve duygusal olarak da etkiliyor.
Gün batımında ise, Kuş Kayası Yol Anıtı'nın sunduğu manzara, kendine hayran bırakan bir güzellik sergiliyor. Bu muazzam yapıt, fotoğrafçılık gezileri ve doğa yürüyüşleri için en popüler destinasyonlardan biri haline gelmiş durumda. Özellikle fotoğrafçılar, günün son ışıklarıyla birlikte anıtın zarif detaylarını ve çevresindeki doğal güzellikleri yakalamak için bu bölgeyi tercih ediyor.
Anıta minibüslerle de rahatça ulaşılabilmesi, hem yerel halkın hem de turistlerin bu benzersiz yapıtı daha kolay keşfetmesini sağlıyor. Her açıdan tarih ve doğa iç içe geçmiş bir noktada bulunan Kuş Kayası, hem bir arkeolojik alan hem de doğal güzelliklerin içinde saklı bir hazine olarak öne çıkıyor.
Bozköy Plajı
Bartın’ın en sevilen plajlarından biri, altın sarısı kumları ve masmavi deniziyle Bozköy Plajı’dır. Bu plaj, özellikle yaz aylarında, deniz ve doğa ile iç içe bir tatil yapmak isteyenlerin sıkça ziyaret ettiği mekanlardan biridir. Çevresinde hiçbir beton yapı bulunmayan, doğallığını koruyan bu plaj, sakinliği ve huzur veren atmosferi ile ziyaretçilerine gerçek bir kaçış imkanı sunar.
Tertemiz kumsalı, yalnızca denizin sesini duymak isteyenler için ideal bir ortam yaratırken, mavinin her tonunun görülebildiği deniziyle yüzme keyfini doruklarda yaşatır. Plajın etrafını saran çam ormanları, doğa severler için piknik yapmak veya kamp kurmak adına harika bir zemin oluşturur.
Günü burada geçirip doğanın kucaklayıcı huzuruna kendinizi bırakmak, hayatın stresinden uzaklaşmak için mükemmel bir fırsat sunar. Bozköy Plajı, aynı zamanda uzun sahiliyle büyüleyici gün batımı manzaralarını izlemek isteyenlerin de tercih ettiği bir yerdir. Akşam saatlerinde, denizin üzerindeki altın sarısı ışıkların yansıması eşliğinde yürüyüş yapabilir, huzur dolu bir anın tadını çıkarabilirsiniz.
Bartın’ın merkezinden her saatte kalkabilen minibüslerle kolayca ulaşılabilen Bozköy Plajı, konforlu ulaşım imkanlarıyla da misafirlerine büyük kolaylık sağlar. Bu plaj, doğa ile iç içe olmak, sakin bir ortamda zaman geçirmek ve unutulmaz anılar biriktirmek isteyenler için Bartın’ın incisi olarak öne çıkıyor.
Amasra Limanı
Bartın'ın en turistik ve hareketli ilçesi olan Amasra, tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve etkileyici manzaraları ile ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. Akşam saatlerinde yürüyüşe çıkmak, bu güzel ilçenin tadını çıkarırken Karadeniz’in çarpıcı manzaralarını izlemek için ideal bir zamandır.
Amasra'nın küçük limanına uğrayarak, denizin sakinliğiyle huzur bulabilir, sevdiklerinizle keyifli bir akşam geçirebilirsiniz. Limanın çevresi, Büyük Liman Plajı, Küçük Liman Plajı ve Kemere Köprüsü gibi önemli turistik noktalarla çevrili olup, bu bölgede yürüyüş yaparak hem doğa ile iç içe olabilir hem de tarihi zenginlikleri keşfedebilirsiniz.
Amasra Limanı’nda sahil kafelerinde oturup denizin huzur verici sesini dinlerken, sıcak yaz akşamlarında ferah bir içecek eşliğinde rahatlayabilir, ya da denize nazır restoranlarda romantik bir akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Özellikle akşam saatlerinde, güneşin batışını izlerken ortaya çıkan kızıl gün batımı manzarası, adeta bir tablo gibi gözlerinizi kamaştıracaktır. Yaz aylarında ise her gün düzenlenen tekne gezilerine katılarak, Karadeniz'in derinliklerinde bulunan gizemli koyları keşfe çıkabilirsiniz.
Bu tekne turları, bölgenin eşsiz güzelliklerini daha yakından görme fırsatı sunarken, berrak denizde yüzmenin keyfini de yaşatır. Limanda ayrıca, rengarenk balıkçı sandallarının oluşturduğu manzaralar, adeta bir fotoğraf karesi gibi göz alıcıdır.
Karaman Koyu
Kuruçeşme ilçesine bağlı Karaman Köyü’ne sadece kısa bir yürüyüş mesafesinde yer alan ve yemyeşil doğasıyla dikkat çeken Karaman Koyu, Bartın’daki en özel ve keşfedilmeye değer noktalardan biri olarak karşımıza çıkıyor.
Bu huzurlu koy, el değmemiş bakir güzelliğini ve doğal atmosferini uzun yıllar boyunca koruyarak, ziyaretçilerine adeta bir cennet sunuyor. Karaman Koyu’nun sunduğu eşsiz manzara ve doğal ortamı, düzenlenen tekne gezileri ve doğa yürüyüşleriyle yakından keşfetmek mümkün.
Ziyaretçiler, bu aktiviteler sırasında koyun berrak sularını ve çevresindeki doğal güzellikleri daha yakından gözlemleyebilir. Kristal berraklığındaki sularda yüzmek, balık sürülerine eşlik etmek, bölgenin doğal zenginliklerini deneyimlemek oldukça keyifli bir deneyim sunuyor.
Aynı zamanda, bu sularda tüplü ve tüpsüz dalış yaparak Karadeniz’in benzersiz su altı dünyasını keşfetmek, deniz altındaki renkli mercanlar ve çeşitli deniz canlılarıyla tanışmak da mümkün. Denizin sakinliğinde, Karadeniz’in huzurlu atmosferinde geçirilen saatler, ruhu dinlendiren bir deneyim halini alıyor.
Tüm gün boyunca doğanın ve denizin tadını çıkardıktan sonra, Karaman Köyü’ne uğrayarak köyün geleneksel lezzetlerini tatmak da oldukça tatmin edici bir seçenek. Karadeniz mutfağının zengin ve leziz tatları, bu bölgede doğal ve organik ürünler alarak yorgunluk atmak isteyenlere mükemmel bir fırsat sunuyor.
Gergece Şelalesi
Bartın gezinizde, şelalelerin büyüleyici manzaralarını yakından görme şansınızın olduğu pek çok doğa harikasına rastlayacaksınız. Bunlardan biri de şehir merkezine yaklaşık 26 kilometre mesafede bulunan Gergece Şelalesi. Bu muazzam doğa parçasını gezinizin bir parçası yapmayı ihmal etmeyin.
Gergece Şelalesi, doğa yürüyüşleri ve fotoğrafçılık turları için en popüler mola noktalarından biri olarak dikkat çekiyor. Şelalede, yalnızca olağanüstü bir görsellik değil, aynı zamanda endemik bitki türlerine de rastlamak mümkün.
Yükseklerden düşen bembeyaz suyun yarattığı görsel şöleni fotoğraflamak, adeta bir sanat eseri yaratmak gibi. Yüksekten düşen suyun oluşturduğu sis ve su buharı, sabahın erken saatlerinde mistik bir hava yaratıyor ve bu da fotoğraflarınıza farklı bir büyü katıyor.
Gerçekten benzersiz bir deneyim sunan Gergece Şelalesi'nin çevresinde, geniş kaya göleti, çocuklar için eğlenceli bir alan sunuyor. Hem doğayla iç içe olmak hem de çocukların keyifle vakit geçirebileceği bir ortamda zaman geçirmek isteyen aileler için mükemmel bir seçenek.
Şelalenin çevresini saran gür çam ormanları ise yalnızca görsel açıdan değil, aynı zamanda temiz havasıyla da vücuda ve ruha iyi geliyor. Burada yapacağınız yürüyüşlerle, şehir yaşamının gürültüsünden uzaklaşabilir, doğanın sakinliğinde huzurlu bir gün geçirebilirsiniz.
Ayrıca, doğal seyir terasları üzerinden manzarayı izleyerek, şelalenin ve çevresinin güzelliklerine hayran kalabilirsiniz. Her adımda doğanın tadını çıkarabileceğiniz bu harika nokta, gezinizin unutulmaz anlarından biri olacak.
Amasra Boztepe Adası
Muhteşem fotoğraflar çekebileceğiniz bir başka sevilen gezi alanı da, tarihi Roma köprüsüyle Amasra'ya bağlanan Boztepe Adası’dır. Bu küçük ama etkileyici ada, Ağlayan Ağaç ve Amasra Deniz Feneri gibi çok ziyaret edilen turistik noktalara ev sahipliği yapmaktadır.
Yüzyıllar boyunca varlığını sürdüren tarihi konakları, sakin ve huzurlu atmosferiyle Boztepe Adası, keşfetmeniz gereken yerlerden bir tanesidir. Adada geçireceğiniz her an, hem görsel hem de duygusal anlamda unutulmaz bir deneyime dönüşebilir.
Kayalık alanlarında yürüyüş yapabilir, plajlarında ise Karadeniz’in tertemiz ve serin sularının tadını çıkarabilirsiniz. Sabahın erken saatlerinde güneşin doğuşuyla, akşam saatlerinde ise gün batımında kartpostal gibi fotoğraflar çekebileceğiniz Boztepe Adası, her mevsimde kendine has güzellikler sunar.
Adanın deniz manzaralı restoranları, özellikle zengin deniz ürünü seçenekleriyle ünlüdür. Dilerseniz bir akşam yemeği eşliğinde, gün batımını izlerken eşsiz manzaraya dalabilirsiniz. Ayrıca ada, hareketli bir yaşam alanı sunuyor. Balık restoranları, kafeler, butik oteller ve hediyelik eşya dükkanları ile Boztepe Adası, sabahın erken saatlerinden gece geç vakitlere kadar oldukça canlıdır.
Hem gezip görmek, hem de denizin keyfini çıkararak dinlenmek için mükemmel bir yer olan Boztepe Adası, size huzurlu bir kaçamak vadediyor. Hem sakinlik arayanların, hem de keşfetmeye doyamayanların tercih edeceği bu ada, Amasra'nın en gözde noktalarından biri olmaya devam ediyor.
Horma Kanyonu
Küre Dağları Milli Parkı gezilerinin vazgeçilmez adreslerinden biri haline gelen Horma Kanyonu, Bartın ile Kastamonu illeri arasında uzanarak, büyüleyici manzaralar eşliğinde unutulmaz bir gezi deneyimi sunuyor.
Binlerce yıl boyunca akarsular, yağmurlar ve rüzgarların etkisiyle aşındırılan devasa kanyon, doğanın el değmemiş güzelliklerini barındıran nadir yerlerden biri. Bu eşsiz doğal oluşum, her yıl yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor ve kendine hayran bırakıyor.
Burası, sadece bir doğa harikası olmakla kalmıyor, aynı zamanda kendine özgü manzaralarıyla da gezginleri büyülüyor. Hormak Kanyonu'nu keşfetmek isteyenler, çeşitli trekking parkurlarında, irili ufaklı şelaleler arasından yürüyerek doğayla iç içe bir deneyim yaşama fırsatı buluyor.
1100 metreye kadar yükselen seyir teraslarından ise kanyonun muazzam güzelliklerini, eşsiz fotoğraflarla ölümsüzleştirebilirsiniz. Doğal alanlarda yapılan rehberli doğa yürüyüşleri, Küre Dağları Milli Parkı’nda yılın her döneminde düzenleniyor.
Bu yürüyüşler, kanyonun her bir noktasını daha yakından tanımanızı sağlarken, doğal yaşamla bütünleşmenize imkan tanıyor. Yaz ve bahar aylarında doğanın her tonunun bir arada görülebildiği, sarıdan yeşile uzanan renk skalası, kanyonun sunduğu güzellikleri bir adım daha öne çıkarıyor.
Kış mevsiminde ise bembeyaz karlarla kaplanan kanyon, adeta masalsı bir hale bürünüyor ve doğaseverlere büyüleyici kar manzaraları sunuyor. Horma Kanyonu, kaya tırmanma, kampçılık ve dağcılık gibi doğa sporlarına ilgi duyanlar için de ideal bir merkez.
Büyük Liman Plajı
Bartın'da denize girmek için en çok tercih edilen yerlerden biri olan ve yaz aylarında hem aileler hem de çocuklarla dolup taşan Büyük Liman Plajı’na kesinlikle uğramalısınız. Zengin turizm olanaklarıyla dikkat çeken bu plaj, hem dinlenmek hem de aktif bir tatil yapmak isteyenler için mükemmel bir seçenektir.
Şezlong ve şemsiye kiralayabileceğiniz turistik tesislerin yanı sıra, yelken, deniz paraşütü, uçurtma sörfü ve rüzgar sörfü gibi su sporlarıyla heyecan arayanları da unutmayacak şekilde çeşitli aktiviteler sunulmaktadır.
Ayrıca, Karadeniz'in eşsiz manzaralarıyla çevrili olan plaj, doğa ile iç içe bir tatil deneyimi arayanlar için ideal bir yer. Her bütçeye hitap eden butik oteller, apart oteller ve aile pansiyonları, plajda tatil yapmak isteyenlerin konforlu bir şekilde konaklamalarını sağlıyor.
Büyük Liman Plajı'nda sabahın erken saatlerinden akşam saatlerine kadar ince kumlu sahilin ve masmavi denizin tadını çıkarabilir, günü denizle iç içe geçirirken akşamları da nefes kesici gün batımı manzaraları eşliğinde keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz. İster su sporları yapmak isteyin, ister sadece plajın huzurlu atmosferinde dinlenmek isteyin, bu plaj, her zevke hitap eden fırsatlar sunuyor.
Amasra Plajı
Bartın'da yerli ve yabancı turistlerin denizin tadını çıkarmak için ilk gittiği yerlerden biri şüphesiz, yeşil ve mavinin mükemmel bir şekilde birleştiği Amasra Plajı’dır. İlçe merkezinin kuzey bölümünde, doğal güzellikleriyle dikkat çeken ve göz alıcı manzarasıyla büyüleyen bu plaj, her mevsim ziyaretçilerini kendine çeker.
Altın sarısı kumlarıyla süslü olan sahili, denizle buluşan yeşil alanlar ve berrak suyu, bölgenin en çok tercih edilen plajlarından biri olmasını sağlar. Amasra Plajı, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekerken, etrafında her bütçeye uygun butik ve apart oteller bulmak mümkündür.
Bu oteller, ziyaretçilere rahat ve huzurlu bir konaklama deneyimi sunarken, plajın hemen yakınında şezlong ve güneş şemsiyesi kiralayabileceğiniz çeşitli turistik tesisler de mevcuttur. Plajda bulunan kafeler, restoranlar ve hediyelik eşya dükkanları, tatilinizi daha da keyifli hale getiren unsurlar arasında yer alır.
Sahil boyunca gezinirken, aynı zamanda denizin keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca, Amasra Kalesi ve tarihi köprünün muazzam manzaraları eşliğinde, denize girmenin tadı bir başka olur. Gün batımını izlerken bu tarihi yapıları gözlerinizin önünde bulundurmak, bir yandan tarihin derinliklerine yolculuk yaparken bir yandan da Karadeniz’in huzur verici ortamında kaybolmanıza olanak tanır.
Akşamları ise, serin Karadeniz havasını hissederek plajda yürüyüşlere çıkabilir, plajın çevresindeki doğal güzelliklerin içinde kaybolabilir ve ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. Günün sonunda, denizin huzur veren sesleri eşliğinde Amasra Plajı’ndan ayrılmak istemeyeceğiniz bir deneyim sunar.
Delikli Şili
Amasra’ya sadece 15 kilometre uzaklıkta, demir atlar ülkesi olarak bilinen Paflagonya bölgesinin eşsiz doğasında yer alan Delikli Şili, adeta bir doğa harikasıdır. Bu bölge, antik çağlardan itibaren insanlık için cazibe merkezi olmuş, günümüzde de benzersiz manzarasıyla göz kamaştıran bir yer olarak dikkat çekmektedir.
Karadeniz’e uzanan küçük bir yarımada üzerinde yer alan Delikli Şili, sert dalgaların kayaları yıllar boyunca oyarak şekillendirdiği, muazzam bir doğal yapıya sahiptir. Bu olağanüstü kaya yapısı, her fotoğrafçının ve deniz tutkununun görmek ve keşfetmek isteyeceği nadir güzellikte bir manzara sunmaktadır.
Delikli Şili, yalnızca görsel açıdan değil, aynı zamanda sunduğu huzurlu atmosferle de kalabalıklardan uzaklaşmak isteyenlerin gözdesidir. Masmavi denizin temiz ve sakin sularında yüzmenin yanı sıra, bölgeye gelen ziyaretçiler dalış yapma fırsatına da sahip olmaktadır.
Özellikle yaz aylarında, her gün düzenlenen tekne turları sayesinde Delikli Şili, her geçen gün daha fazla insan tarafından keşfedilmektedir. Bu turların vazgeçilmez duraklarından biri haline gelen Delikli Şili, gün doğumu ve gün batımı saatlerinde farklı bir güzellik sergileyerek fotoğrafçılara eşsiz kareler sunmaktadır.
Sabahın erken saatlerinde ya da akşamın altın ışıklarında çekilen fotoğraflar, bu muazzam yerin doğasının tüm ihtişamını gözler önüne serer. Antik çağlardan beri pek çok efsaneye konu olmuş bu bölge, yalnızca doğal zenginlikleriyle değil, aynı zamanda tarihe olan derin bağlantısıyla da ilgi çekicidir.
Doğa yürüyüşleriyle keşfe çıkan ziyaretçiler, Delikli Şili’yi yakından keşfetme fırsatına sahip olurlar. Bölgede yapılan yürüyüşler, doğanın sunduğu her detayı daha yakından gözlemleme imkânı tanırken, aynı zamanda çevredeki diğer doğal güzellikleri de keşfetmenizi sağlar.
Amasra Fatih Camii
M.S. 9. yüzyılda, Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilen Amasra Kalesi içindeki klasik Bizans kilisesi, zamanla farklı kültürlerin izlerini taşıyan bir yapıya dönüşmüştür. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet'in bölgeyi fethetmesinin ardından camiye dönüştürülen bu muazzam yapı, tarihin farklı katmanlarını bir arada sunan nadir örneklerden biridir.
Bugün, Fatih Camii olarak bilinen bu tarihi yapı, mimari açısından bir Bartın şaheseri olarak kabul edilmektedir. Cami, benzersiz ve etkileyici bir yapıya sahiptir. Bizans dönemine ait yuvarlak tasarımlı kilise planı, Osmanlı döneminin ihtişamıyla harmanlanarak farklı bir estetik bütünlüğü oluşturmuştur.
Yapının dış cephesi, klasik Bizans kilisesi karakterini yansıtan kesme taşlarla inşa edilmiştir. Ancak, zaman içinde eklenen minaresi ve iç dekorasyonundaki detaylar, camiye özgü zarif bir dokunuş katmıştır. Minare, yapının siluetini tamamlayarak ona ayrı bir anlam katar ve camiyi hem iç hem de dış mekanlarda görsel olarak dikkat çekici kılar.
Fatih Camii’nin iç mekanındaki dekorasyon, özellikle bitki motifleriyle süslenmiş duvarlarıyla oldukça etkileyicidir. Her bir detay, geçmişin izlerini modern bir bakış açısıyla harmanlar ve tarih meraklıları ile kültür tutkunlarını adeta büyüler.
Cami, gerek dış yapısındaki Bizans izleri gerekse iç mekanındaki Osmanlı motifleriyle bir araya gelen iki farklı kültürün birleşimini ve tarihsel zenginliğini gözler önüne serer. Yüzyıllar boyunca birçok kez onarım gören bu tarihi yapı, günümüzde hala aktif bir şekilde ibadete açık olup, aynı zamanda turistler ve tarih severler için önemli bir ziyaret noktasıdır.
Amasra’yı gezerken, Fatih Camii’nin zarif yapısına ve tarihî dokusuna hayran kalmadan geçmek oldukça zordur. Amasra’daki tarihi keşiflerinize bu eşsiz yapıyı da dahil ederek, hem geçmişin derinliklerine inebilir hem de bu eşsiz birleşimi keşfetmenin keyfini çıkarabilirsiniz.
Amasra Feneri
Karadeniz’in en eski deniz fenerlerinden biri olma özelliğiyle dikkat çeken Amasra Feneri, aynı zamanda bölgenin tarihi dokusunu ve denizle olan güçlü bağını simgeliyor. Hem gün doğumu hem de gün batımında sunduğu büyüleyici manzaralarla kartpostallara ilham kaynağı olan bu tarihi yapı, özellikle fotoğraf meraklıları için vazgeçilmez bir mekan.
Boztepe Adası’nın en çok ziyaret edilen simgesel yapılarından biri olan Amasra Feneri, sarp kayalar üzerinde 77 metre yükseklikte konumlanıyor ve buradan görülen muazzam manzara, ziyaretçilerini adeta büyülüyor. 1863 yılından bu yana, denizcilerin güvenliğini sağlamak adına kesintisiz bir şekilde hizmet veren bu fener, sadece bir navigasyon aracı değil, aynı zamanda tarihe tanıklık eden bir anıt olarak da büyük bir öneme sahip.
Amasra’yı keşfe çıkan yerli ve yabancı turistlerin ilk uğradığı noktalardan biri haline gelmiş olan tarihi fener, bölgeye gelenlerin mutlaka görmek istediği yerler arasında yer alıyor. Bartın geziniz sırasında bu eşsiz yapıyı yakından görerek, manzaranın tadını çıkarabilir ve unutulmaz fotoğraflar çekebilirsiniz.
Ahatlar Tabiat Parkı
Bartın, doğanın eşsiz güzellikleriyle çevrili ve keşfedilmeyi bekleyen birçok özel alanla dolu bir yer. Bu doğal zenginliklerin arasında, şehir merkezine yaklaşık 32 kilometre uzaklıkta bulunan Ahatlar Tabiat Parkı da kendine özgü bir çekiciliğe sahip.
Hem kendi başınıza hem de rehberli turlar eşliğinde keşfe çıkabileceğiniz bu özel yer, doğaseverler için adeta bir cennet. 9 hektardan daha büyük bir alana yayılan bu tabiat parkı, içinde barındırdığı zengin ekosistem ve gelişmiş turizm olanakları ile dikkat çekiyor.
Ahatlar Tabiat Parkı, donanımlı kamp alanları ve bungalov evleriyle, doğa ile iç içe konaklama deneyimi sunuyor. Çam ağaçları arasına sıralanan kır bahçeleri ise görsel bir şölen yaratıyor, doğanın tüm güzelliklerini gözler önüne seriyor.
2020 yılında yapılan kapsamlı düzenlemeler ile park, her geçen gün daha da gelişerek, doğa tutkunlarının beklentilerini karşılayacak seviyeye gelmiş durumda. Meşe, gürgen ve çam ormanlarıyla çevrili olan yürüyüş parkurlarında, tertemiz havanın tadını çıkararak spor yapabilir, zindelik kazanabilirsiniz.
Ayrıca, Karadeniz’in eşsiz manzarasına karşı kurulan mesire alanlarında, sevdiklerinizle birlikte piknik yaparak, keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Ahatlar Tabiat Parkı, her yaştan ziyaretçiye hitap eden doğal zenginlikleri ve sunduğu olanaklarla, hem huzur arayanlar hem de doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için ideal bir destinasyon.
Mugada Sahili
Bartın'da, Karadeniz'in derin mavisi ile yemyeşil çam ormanlarının mükemmel uyumunu gözler önüne seren büyüleyici bir atmosferde akşam yürüyüşleri yapmak için Mugada beldesinin sahiline gitmek harika bir seçenek olabilir.
Şehir merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta, Güzelcehisar Koyu’nun hemen yanı başında yer alan ve çevresindeki bakir doğa harikalarından dolayı sit alanı olarak koruma altına alınan Mugada sahili, sakinliği ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine huzur verici bir ortam sunuyor.
Burada, incecik kumlara havlunuzu sererek güneşin tadını çıkarabilir, dalgaların huzur verici sesi eşliğinde rahatlayabilirsiniz. Çam ormanları arasında gizlenmiş mesire alanlarında sevdiklerinizle piknik yaparak doğanın tadını çıkarabilir veya kamp alanlarında çadırınızı kurarak yıldızlarla dolu bir gecenin keyfini sürebilirsiniz.
Mugada sahilinde ayrıca balık restoranları, şirin kafeler ve sahil boyunca sıralanmış renkli balıkçı tekneleri de ziyaretçileri bekliyor. Bu teknelerin gün batımlarındaki tablo güzelliğindeki fotoğrafları, anılarınızda kalacak harika kareler bırakacak.
Ayrıca, sahil boyunca dolaşırken, bölgenin el yapımı hediyelik eşyalarını da satın alabilir, hem kendinize hem de sevdiklerinize bu özel yerin hatırasını taşıyan benzersiz hediyeler alabilirsiniz. Her mevsim farklı bir güzellik sunan Mugada sahili, hem doğa severler hem de huzur arayanlar için keşfedilmeyi bekleyen bir cennet.
Bartın Ulus
Bartın’ın sadece 38 kilometre uzaklığında yer alan küçük ama büyüleyici Ulus ilçesi, hem doğal güzellikleri hem de tarihi zenginlikleri ile her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ilgisini çekiyor. İlçe, doğa tutkunları için adeta bir cennet, serin havası ve etkileyici manzaraları ile özellikle yaz aylarında gezilecek yerler arasında başı çekiyor.
Ulus, doğa severler için eşsiz bir deneyim sunan Uluyayla ile ünlüdür. Sadece ilçe merkezine 17 kilometre mesafede yer alan bu yayla, yeşilin her tonunu içinde barındıran bitki örtüsü ve serin havası ile ziyaretçilerini büyülemektedir.
Yazın sıcaklarından kaçmak isteyenlerin en gözde mekanlarından biri olan Uluyayla, aynı zamanda piknik yapmayı sevenler için de harika bir alan sunuyor. Ulus’un diğer bir gözde mekan ise, doğa harikası olan Ulukaya Şelalesi.
Bu muazzam şelale, şehri ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer. Her yıl binlerce kişi, bu sakin ve huzurlu ortamda doğanın gücünü hissediyor, şelalenin serin sularına doğru yürüyüş yaparak nefes kesen manzaralar eşliğinde unutulmaz anlar yaşıyor.
Ayrıca, bölgedeki devasa kaya duvarlarıyla ünlü Çağlayan Vadisi de, doğa yürüyüşleri yapmayı sevenler için harika bir rota sunuyor. Bu vadi, yüksek kaya duvarları ve sarp kayalıkları ile fotoğraf tutkunlarının da ilgisini çekiyor.
Bunun dışında, Ulus’un bir diğer önemli zenginliği de Gezen Yaylası. Deniz seviyesinden 1400 metre yükseklikte olan bu yayla, oksijen seviyesi yüksek havası ve büyüleyici manzaraları ile ünlüdür.
Gezen Yaylası, hem doğa yürüyüşleri yapmak isteyenler hem de sakin bir ortamda dinlenmek isteyenler için ideal bir alan sunuyor. Burada zaman geçirdikçe, hem doğayla iç içe olmanın keyfini çıkarabilir, hem de tertemiz hava ile ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.
Ulus’un sunduğu doğal güzelliklerin yanı sıra, ilçenin tarihi zenginlikleri de göz dolduruyor. Bartın ile Safranbolu arasında uzanan etkileyici ağaçlı tünel, bu bölgenin en özel yürüyüş rotalarından biridir.
Doğanın içinde huzurlu bir yürüyüş yaparken, tarih kokan bu alanda geçmişin izlerini de yakından hissedebilirsiniz. Ağaçların gölgesinde, etrafınızdaki huzur veren doğa manzarası eşliğinde yapacağınız yürüyüş, hem fiziksel hem de ruhsal olarak size inanılmaz bir dinginlik sunacaktır.
Ulus, her köşesinde keşfedilecek yeni bir güzellik barındıran, doğasıyla büyüleyen bir ilçe. Eğer siz de doğa ile iç içe, huzurlu ve keyifli bir tatil geçirmek istiyorsanız, Ulus’ta gezip görebileceğiniz pek çok alan ve aktivite sizi bekliyor.
Bartın Çayı
Bartın gezinizde doğanın içinde dinlendirici bir zaman geçirmek ve bakir doğal güzellikler arasında huzurlu yürüyüşler yapmak istiyorsanız, Bartın Çayı’nı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Antik dönemlerden beri çevresindeki güzelliklerle ün kazanan Bartın Çayı, Ilgaz Dağları'ndan doğarak kilometrelerce boyunca zarif bir şekilde akar.
Bu etkileyici çayın çevresi, rengarenk kır bahçeleri, alabalık çiftlikleri ve dinlendirici mesire alanlarıyla bezenmiştir. Doğanın kucakladığı bu alanda, gür çam ormanlarının arasından ilerleyen, titizlikle düzenlenmiş yürüyüş parkurlarında keşfe çıkarken, her adımda size huzur verecek bir ortamla karşılaşırsınız.
Yüksek seyir teraslarından ise, Amazon Ormanları'nı andıran büyüleyici doğa manzaralarını izlerken, zamanın nasıl geçtiğini anlamayabilirsiniz. Yaz aylarında Bartın Çayı’na yapılan sandallı geziler, doğa ile iç içe olmanın eşsiz bir yolu olup, bu sakin atmosferde kaybolmanıza olanak tanır.
Ayrıca balık avlama turlarına katılarak, yalnızca doğal güzellikleri değil, aynı zamanda suyun dinginliğinde huzuru da keşfetmiş olursunuz. Bu eşsiz doğa gezisi, yılın yorgunluğunu atmanız ve ruhsal bir rahatlama sağlamanız için harika bir fırsat sunar.
Bartın’da Kaç Gün Kalınır?
Bartın gezi rehberi listemiz sayesinde Karadeniz’in küçük ama sevimli şehrini dolu dolu gezme şansı bulabilirsiniz. Bölgenin sevilen illerinden biri olan Bartın, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor.
Şehir, sahip olduğu tarihi yapılar, masalsı doğası ve zengin kültürel mirasıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Meşhur yemekleri ve sıcak misafirperverliği ile de gönlünüzde özel bir yer edinebilir.
Bartın, gezilecek birçok nokta ve keşfedilecek gizli cennetlerle doludur. Şehri sadece gezmekle kalmaz, aynı zamanda burada geçirdiğiniz her anı derinlemesine yaşarsınız. Birkaç gün boyunca Bartın’ın kendine has atmosferinde kaybolmak, her köşesinde ayrı bir hikaye ve güzellik bulmak mümkündür.
Özellikle Bartın Irmağı’nın etrafındaki yürüyüş yolları, Karadeniz’in yeşil doğasında huzur arayanlara eşsiz bir deneyim sunar. Ayrıca, Bartın’ın meşhur Amasra ilçesi, deniz manzaralı tarihi kaleleri, yemyeşil ormanları ve pırıl pırıl plajlarıyla size hem dinlendirici hem de heyecan verici bir tatil fırsatı sunar.
Bartın’ın tarihi dokusu da oldukça etkileyicidir. Osmanlı döneminden kalma yapılar, geleneksel Türk mimarisinin zarif örneklerini sergilerken, şehirdeki müzeler de bölgenin zengin kültürel geçmişine dair bilgi edinmenizi sağlar.
Ortalama 1-2 günde gezebileceğiniz bu şehir, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda mutfağıyla da sizleri kendine hayran bırakacaktır. Bartın’a özgü yemekler, taze deniz ürünleri ve yöresel tatlarla damaklarınızı şenlendirecek.
Bartın, kendine has güzellikleriyle unutulmaz bir gezi deneyimi vaat ediyor. Burada geçireceğiniz her an, hatırınızda güzel anılar bırakacak ve şehri keşfetmenin verdiği keyfi tam anlamıyla yaşamanızı sağlayacaktır.
Bartın’a Ne Zaman Gidilir?
Bartın, Karadeniz'in huzurlu kıyılarında yer alan, doğayla iç içe bir şehir olarak yıl boyunca misafirlerini ağırlamaya devam eder. Yazları genellikle serin geçen bu şehir, sıcaklardan bunalanlar için ideal bir tatil rotasıdır.
Kışları ise ılık geçer, karla kaplı günler çok nadirdir, bu da özellikle doğa yürüyüşleri ve açık hava aktiviteleri sevenler için büyük bir avantaj sağlar. Bartın'ın iklimi, her mevsimde farklı güzellikler sunar; ancak en yağışlı dönem sonbahar aylarına denk gelir. Eylül, ekim ve kasım aylarında yağışlar artar, bu da doğanın yeşilini daha da canlandırır.
Bartın'da en soğuk ay şubat, en sıcak ay ise ağustos olarak kaydedilir. Bu nedenle, turizm açısından en uygun dönemler, yazın ortalarına denk gelen haziran, temmuz ve ağustos aylarıdır. Bu aylarda, hem sıcaklıklar ideal seviyelerde olur hem de doğanın güzellikleri, Bartın’ı keşfetmek için mükemmel bir zaman dilimi sunar.
Bartın’da Ne Yenir?
Bartın, Karadeniz'in eşsiz doğasıyla çevrili, küçük ama mutfak kültürü açısından zengin bir şehir. Bölgenin tarihi, coğrafyası ve gelenekleriyle şekillenen yemekleri, damakları şenlendirecek lezzetlerle dolu. Bartın mutfağında, taze deniz ürünlerinden karadeniz usulü et yemeklerine, zeytinyağlılardan tatlılara kadar birçok çeşit bulunuyor. Peki, Bartın’da ne yenir?
- Pum pum çorbası
- Amasra salatası
- Şapşap köfte
- Yumurtalı isbut
- Kabak burması
- Pirinçli mantı
- Tavuklu köy böreği
- Gıcır
- Zırva
- Halışka
- Deli oğlan sarığı
- Amasra pidesi
- Kırk katlı börek
Bartın’dan sonra gezilecek bir yer arıyorsanız eğer mutlaka “Artvin Gezilecek Yerler” isimli içeriğimize göz atın!
-
Instagram
Ücretsiz Takipçi -
Instagram
Ücretsiz Beğeni -
Instagram
Ücretsiz İzlenme -
TikTok
Ücretsiz Takipçi -
TikTok
Ücretsiz Beğeni -
TikTok
Ücretsiz İzlenme -
Youtube
Ücretsiz Abone -
Youtube
Ücretsiz İzlenme -
Youtube
Ücretsiz Beğeni -
Twitter
Ücretsiz Takipçi -
Twitter
Ücretsiz Beğeni -
Twitter
Ücretsiz Retweet
