Kapadokya Gezilecek Yerler
Kapadokya gezilecek yerler açısından büyüleyici manzaralar, tarih dolu yer altı şehirleri ve sıra dışı doğal oluşumlarla doludur. Yüzlerce yıl boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bu bölge, ziyaretçilerine eşsiz bir kültürel deneyim sunar.
Doğal peribacaları, benzersiz vadileri ve tarihi yapılarıyla Kapadokya, hem doğa severler hem de tarihe ilgi duyanlar için keşfedilecek sayısız güzellik barındırır. İster balon turlarıyla gökyüzünden geniş bir bakış açısı yakalamak, ister yer altı şehirlerinin derinliklerine inmek isteyin, Kapadokya her ziyaretçiye unutulmaz bir deneyim yaşatır.
Kapadokya geziniz sırasında çekmiş olduğunuz TikTok videolarının daha fazla kişiye erişmesi için TikTok izlenme satın al sayfamızı hemen ziyaret edin.
Kapadokya Gezilecek Yerler Listesi
Her mevsim yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çeken Kapadokya, özellikle Peribacaları ile dikkatleri üzerine çekiyor. Benzersiz manzaraları, doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla büyüleyen Kapadokya’da gezilecek yerler:
Devrent Vadisi
Kapadokya'nın büyüleyici doğal zenginliklerinden biri olan Devrent Vadisi, aynı zamanda "Hayal Vadisi" olarak da bilinir ve bölgenin en ilgi çekici ziyaret noktalarından biridir. Bu vadi, benzersiz peri bacalarıyla ünlüdür ve adını, burada yer alan sıra dışı kaya yapılarının farklı şekillerinden alır.
Ziyaretçilerin hayal gücünü harekete geçiren bu benzersiz formasyonlar arasında en popüler olanı, deve şeklini andıran ve oldukça büyük boyutlara sahip peri bacasıdır. Doğanın yarattığı bu etkileyici alan, yılın dört mevsimi yürüyüş, at safarisi ve trekking gibi doğa aktiviteleri için uygundur.
Devrent Vadisi’nde atıştırmalık olarak tost ve gözleme bulabileceğiniz büfeler olsa da geniş bir yeme içme seçeneği yoktur. Vadinin keyfini çıkarmak isteyenler, özel araç veya minibüs ile kolaylıkla ulaşım sağlayabilirler.
Ihlara Vadisi
Ihlara Vadisi, Ürgüp ve Göreme gibi popüler yerlerden biraz daha uzak olduğu için genellikle ziyaretçilerin gezi planlarında sona bırakılır. Ancak Aksaray iline yakın olan bu vadi, Hasan Dağı’nın volkanik lavlarının aşındırması sonucu oluşmuş eşsiz bir doğa harikasıdır.
Vadinin uzunluğu 14 kilometreyi bulur ve bu parkuru keşfetmek için bir gün boyunca zaman ayırmak gerekebilir. Vadide, 100'e yakın mağara ve kilise bulunuyor. Vadinin Güzelyurt Köyü sınırlarında yer aldığını göz önünde bulundurursak, burada trekking yapmak ve kiliseleri ziyaret etmek için sabah erken saatlerde gelmek faydalı olacaktır.
Vadideki mağaralar, asırlar önce burada yaşamış insanların evlerini ve ibadet yerlerini görmek için harika bir fırsat sunuyor. Ayrıca, Melendiz Çayı’nın huzur veren sesi eşliğinde, kendini adeta bir macera filmi içindeymiş gibi hissedebilirsiniz.
Ortahisar Kalesi
Ortahisar Kalesi, Kapadokya'nın en dikkat çeken doğal oluşumlarından biri olarak, bölgeye adını veren bir peri bacasıdır. Bu büyüleyici yapı, yalnızca Kapadokya'nın değil, dünyanın en yüksek çok katlı yerleşimlerinden biri olarak bilinir.
Kale, dik ve yüksek merdivenlerle ziyaretçilerini kendine çeker; ancak zirveye ulaştığınızda, bölgenin panoramik güzelliği tüm yorgunluğunuzu unutturur. Özellikle gün doğumu ve gün batımı saatlerinde burada peri bacalarının muhteşem manzarasına tanıklık etmek benzersiz bir deneyim sunar.
Kalenin içinde çeşitli işletmeler bulunmakla birlikte, giriş için müze kartı oldukça ekonomik bir seçenek olarak sunulmaktadır. Ürgüp ve Göreme’den toplu taşıma ile rahatlıkla ulaşılabilen Ortahisar Kalesi, Kapadokya gezinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında gelir.
Derinkuyu Yeraltı Şehri
Derinkuyu Yeraltı Şehri, tarihi dokusu ve ilginç yapısıyla dikkat çeker. Çardak Köyü, halı ve kilimleriyle ünlü bir yer olarak, bu yeraltı şehrine ulaşmak için başlangıç noktası olarak da bilinmektedir.
Sekiz katlı yapısı, Asurlular tarafından ilk kez kazılarak inşa edilmeye başlanmış, daha sonra Hristiyanlar tarafından dinlerini özgürce yaşayabilmek amacıyla kullanılmıştır. Bu mağara, savaşlardan kaçan Asurlular ve rahatsız edilmeden yaşamaya çalışan ilk Hristiyanlar için bir sığınak olmuştur.
Derinliklerine indikçe, tarih boyunca farklı ihtiyaçlara hizmet etmiş çeşitli alanlarla karşılaşılır. Yerin altındaki odalar, erzak depolarından şarap üretim alanlarına, kilise ve manastırlara kadar birçok yaşam alanı sunar.
Ayrıca su sarnıçları, ahırlar ve havalandırma sistemleri de yeraltı şehrinin vazgeçilmez bileşenlerindendir. Şehre girişteki devasa kayalardan yapılan sürgülü kapılar, güvenliği artıran ilginç bir detaydır. Tünellerin karanlık ve dar yapısı, burada geçmişte yaşayanların zorlu koşullarda hayatta kalma mücadelesini simgeler.
Saç Müzesi
Avanos Saç Müzesi, dünya çapında nadir rastlanan, oldukça ilginç bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Kapadokya'nın ünlü çömlek ustalarından Chez Galip’in çömlek atölyesinin altında keşfedilen bu sıra dışı müzede, 16.000'den fazla kadına ait saç örnekleri sergileniyor.
Müzenin hikayesi, 30 yılı aşkın bir süre önce, Avanos’tan ayrılmak zorunda kalan bir arkadaşının Galip’e, hatıra olarak bir tutam saç bırakmasıyla başlıyor. O zamandan beri müzeyi ziyaret eden kadınlar, saçlarından bir parça ve iletişim bilgilerini ekleyerek bu geleneği sürdürüyorlar.
Dünya genelinden kadınların saç tutamlarını içeren bu ilginç koleksiyon, yerli ve yabancı turistlerin dikkatini çekiyor ve ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. Müze, Avanos’un merkezine yürüme mesafesinde olması sayesinde ulaşımı da oldukça kolay.
Zelve Açık Hava Müzesi
Zelve Açık Hava Müzesi, Avanos'a sadece 5 kilometre uzaklıkta bulunuyor ve bu konumu sayesinde Avanos'a giderken ya da dönüşte kolayca ziyaret edilebiliyor. Müze, Zelve Vadisi'ne yerleşmiş olması nedeniyle adını buradan alıyor.
Zelve Açık Hava Müzesi, mezarlıklar, kiliseler, güvercin yuvaları ve manastırlar gibi tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Bu bölge, Balıklı Kilise, Üzümlü Kilise ve Kutsal Haç Kilisesi gibi önemli dini yapılarıyla ünlüdür.
Üç vadinin çevrelediği bu açık hava müzesi, peribacalarının yoğun olarak bulunduğu bir alan olup, özellikle Hristiyanlık için önemli bir dini merkez ve yerleşim yeri olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda, dini seminerlerin ilk kez burada verilmeye başlandığı noktalardan biri olması, Zelve'yi daha da büyüleyici kılıyor.
Kaymaklı Yeraltı Şehri
Kapadokya'nın eşsiz güzelliklerinden biri olan Kaymaklı Yeraltı Şehri, Nevşehir'e yaklaşık 21 km uzaklıkta, Ihlara yolu üzerinde konumlanmıştır. Yerin metrelerce altına uzanan bu etkileyici yapı, yaklaşık 5000 kişinin barınabileceği büyüklükte olup, 8 katlı mimarisiyle ziyaretçilerin ilgisini çeker.
Tarih boyunca taşların özenle oyulmasıyla inşa edilen bu yeraltı şehirleri, Kapadokya'nın büyüleyici atmosferinde gezilecek yerler arasında ilk sıralarda yer alır. Bölge, tarih ve kültürün iç içe geçtiği, keşif dolu bir tatil deneyimi sunar.
Karanlık Kilise
Göreme Açık Hava Müzesi'nin en dikkat çekici yapılarından biri olan Karanlık Kilise, hem mimarisi hem de içindeki fresklerle büyük bir öneme sahiptir. Bu yapı, adını neredeyse hiç ışık almadığı için almış ve bu özelliği sayesinde fresklerinin mükemmel şekilde korunmasına olanak sağlamıştır.
Karanlık Kilise'deki freskler, Kapadokya bölgesindeki en iyi korunmuş örnekler arasında yer alır. Fresklerde, İncil'den sahneler ve Hristiyan azizlerinin betimlemeleri yer almakta, renkler canlı ve figürler detaylı bir şekilde işlenmiştir. Hem tarihsel hem de sanatsal açıdan büyük değer taşıyan bu kilise, başta Hristiyanlar olmak üzere, her yıl çok sayıda turistin ilgisini çekmektedir.
Göreme Açık Hava Müzesi
Göreme Açık Hava Müzesi, Göreme kasabasının yalnızca 2 kilometre doğusunda yer alır ve benzersiz tarihiyle ziyaretçilerini adeta zamanda bir yolculuğa çıkarır. Bu eşsiz bölge, 6 Aralık 1985'te UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dahil edilerek dünya kültür mirası için önemli bir konuma kavuşmuştur.
Müzede, M.S. 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar kesintisiz bir yaşamın izlerini taşıyan manastır yapıları, kiliseler ve diğer kaya oyma yapıları yer alır. Burası, Kapadokya'nın ilk manastır eğitim sisteminin başladığı merkez olarak bilinir ve o dönemdeki ruhani eğitimin izlerini yansıtır.
Göreme Açık Hava Müzesi, doğal kaya oluşumlarıyla iç içe geçen tarihi yapılarıyla hem tarih severlere hem de doğa meraklılarına keşfedilecek çok şey sunan büyüleyici bir atmosfere sahiptir. Kapadokya’ gezilecek yerler listenizde mutlaka yer almalı.
Aynalı Kilise
Aynalı Kilise, tarihi 10. yüzyıla dayanan ve günümüze kadar korunmayı başaran önemli bir yapıdır. Kilisenin en dikkat çekici özelliklerinden biri, duvarlarında yer alan etkileyici süslemelerdir. Geometrik şekillerin simetrik dizilişi, kilisenin adını aldığı unsurdur.
Duvar süslemelerinde, İsa'nın yaşamına dair sahneler, Hristiyan azizlerinin portreleri ve haç motifleri gibi dini figürler ön plana çıkmaktadır. Aynalı Kilise'nin hemen yanında bulunan Bizans döneminden kalma mezarlık da kilise kadar ilgi çekicidir.
Paşabağları Müze ve Örenyeri
Kapadokya'nın büyüleyici güzelliklerinden biri olan Paşabağları Müze ve Örenyeri, diğer adıyla Rahipler Vadisi, doğal yapısıyla misafirlerini kendine hayran bırakıyor. Bu vadide yer alan peri bacaları, mistik atmosferleri ve benzersiz görüntüleriyle ziyaretçilerine huzur dolu bir ortam sunuyor.
Her mevsim binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Paşabağı, sessizliği ve sakinliğiyle öne çıkan önemli bir durak. Vadiyi gezerken, sıklıkla karşılaşabileceğiniz büfelerde tost, gözleme gibi atıştırmalıkların yanı sıra, çay ocaklarından içeceklerinizi alabilirsiniz.
Ayrıca hatıra eşyaları satan küçük işletmeler, ziyaretçilere Kapadokya anılarını yanlarında götürme imkanı sağlıyor. Girişin ücretsiz olduğu vadide, gün doğumunda yükselen sıcak hava balonlarıyla peri bacalarının eşsiz manzarası birleşerek unutulmaz bir seyir keyfi yaşatıyor.
Üç Güzeller
Kapadokya’nın her köşesinde peri bacalarıyla karşılaşmak mümkün, ancak Ürgüp’te yer alan Üç Güzeller, benzersiz manzarası ve romantik efsanesiyle diğerlerinden ayrılıyor. Yerel halkın anlattığına göre, bir zamanlar kralın kızı bir çobana aşık olmuş.
Kral, bu aşkı onaylamayınca, prenses ve çoban kaçarak evlenmiş ve kısa bir süre sonra bir bebekleri olmuş. Ancak, kralın zulmünden kaçarken bir mucize gerçekleşmiş ve bu üç kaya figürüne dönüşmüşler. Üç Güzeller, oteller bölgesine yalnızca 7 dakikalık bir araç yolculuğu mesafesinde yer alıyor.
Üç Güzeller, ziyaretçilere harika bir seyir noktası sunuyor. Sabahın erken saatlerinde gitmek, kalabalıktan uzak huzurlu bir deneyim yaşamak isteyenler tarafından tercih edilebilir. Seyir terasının karşısında yer alan 3D VR gözlükleriyle sunulan balon turu simülasyonu, bu eşsiz deneyimi sanal gerçeklikte de yaşama fırsatı sağlamaktadır.
Güvercinlik Vadisi
Güvercinlik Vadisi, Uçhisar ile Göreme arasında uzanan 4 kilometrelik bir bölgeyi kapsar ve adını kayalara oyulmuş güvercin yuvalarından alır. Doğanın içinde kaybolabileceğiniz, yeşil dokusu ve sakin atmosferiyle öne çıkan bu vadi, muazzam bir manzaraya sahip.
Vadinin sunduğu huzuru keşfetmek ve çevresindeki güzellikleri daha yakından görmek için yürüyüş yapmanızı tavsiye ederiz. Özellikle bahar ayları, vadiyi keşfetmek için en uygun zaman dilimidir, çünkü doğa uyanırken bölgenin en canlı halini görme fırsatı bulabilirsiniz.
Üzümlü Kilise
Üzümlü Kilise, diğer adıyla Aziz Theodoros Trion Kilisesi, her yıl mayıs ayında düzenlenen Bahar Ayini sırasında ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır. 19. yüzyıla ait olan bu kilise, Selçuklu mimarisinin izlerini barındırarak, geçmişin zarif izlerini günümüze taşımaktadır.
Kilisenin ismi, duvarlarındaki üzümleri tasvir eden figürlerden alınmıştır ve bu detay, yapının adının anlamını pekiştirir. Kilisenin bahçesinde yer alan küçük şapelde ise bir şarap yapım evi bulunmaktadır, bu da bölgenin tarihsel kültürüne dair ilginç bir dokunuş sunar.
Üzümlü Kilise, iç mekânına girilememesi nedeniyle ziyaretçilere sadece dışarıdan görsel bir deneyim sunar, ancak fotoğraf meraklıları için büyüleyici bir mekan oluşturur. Derinkuyu Yeraltı Şehri’ni ziyaret ettikten sonra, köyün merkezine doğru ilerleyerek, bu görkemli yapıyı görmeyi unutmayın.
Çavuşin Eski Camii
Çavuşin Eski Camii, Avanos ilçesinde bulunan ve 13. yüzyıla kadar kilise olarak kullanılan tarihi bir yapıdır. Selçuklu dönemine ait izler taşıyan camii, özellikle bitki motifli taş süslemeleri ve bölgede yaygın olan minaresiyle dikkat çeker.
Yapının doğu cephesi kayadan oyulmuşken, batı ve güney cepheleri taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Bu özellikler, bölgenin tarihi dokusunu yansıtan ve mimari açıdan estetik bir uyum sağlayan bir yapı oluşturur.
Sümbüllü Kilise
Ihlara Vadisi’nin sol patikasında yer alan Sümbüllü Kilise, büyüleyici mimarisi ve tarihi dokusuyla dikkat çekiyor. Adını etrafını saran sümbüllerden alan bu iki katlı kilise, ziyaretçilerine hem tarih hem de doğal güzellik sunuyor.
Alt katındaki freskler, 10. ve 12. yüzyıllara ait önemli sanat eserlerini barındırırken, kiliseye çıkarken karşınıza çıkacak merdivenler, Ihlara Vadisi’ndeki diğer kiliselerden daha fazla çaba harcamanızı gerektiriyor.
Güllüdere Vadisi
Güllüdere Vadisi, kayalarının gün ışığıyla kırmızıya dönüşmesiyle dikkat çeker ve adını bu özelliğinden alır. Yaklaşık 4 kilometre uzunluğunda olan bu vadi, özellikle bahar aylarında gezilmesi gereken eşsiz bir doğa harikasıdır.
Vadinin sunduğu manzarada, günbatımını peribacalarına karşı izlemek oldukça etkileyici bir deneyim sunar. Güllüdere Vadisi, sadece doğasıyla değil, aynı zamanda içinde barındırdığı tarihi yapılarla da dikkat çeker. Bölgede birçok kilise ve manastır bulunur.
Ziyaretçiler, vadinin derinliklerinde bu tarihi yapıları keşfederek bölgenin dini geçmişine tanıklık edebilirler. Bunlar arasında Üç Haçlı Kilise, Ayvalı Kilise, Yovakim – Anna Kilisesi, Haçlı Kilise, Sütunlu Kilise ve Çavuşin gibi önemli yapılar yer alır. Her biri, bölgenin tarihi dokusunu yansıtan önemli miraslardır ve Güllüdere Vadisi’ne gelen herkesin mutlaka görmesi gereken yerlerdir.
Ağaçaltı Kilisesi
Daniel Pantonassa olarak bilinen kilise, bölgenin ilk kilisesi olarak önemli bir tarihi değere sahiptir. Kayaya oyulmuş olan bu yapının içi, tek nefli bir plana sahiptir. Duvarlarında İncil'den sahneler ve Hristiyan azizlerinin figürleriyle süslü freskler yer alır.
Bu fresklerin çoğu, zamanın etkilerine rağmen hala oldukça net bir şekilde görülebilmektedir. Kilisenin adı ise, yapının girişinin önünde yükselen büyük bir ağaçtan alınmıştır. Bu ağaç, kilisenin tarihsel kimliğini pekiştiren önemli bir sembol haline gelmiştir.
Kızılçukur Vadisi
Göreme'ye yakın bulunan Kızılçukur Vadisi, gün batımı ve gün doğumu manzaralarını keşfetmek isteyenler için harika bir gözlem alanı sunar. Vadinin en dikkat çekici özelliklerinden biri, kızıl tonlardaki tüf kayaları ve peri bacalarının büyüleyici siluetidir.
Göreme Milli Parkı’nın merkezine konumlanan bu bölge, doğaseverler için harika bir yürüyüş alanı sunar. Kızılçukur Vadisi, yaklaşık 5 kilometre uzunluğunda olup, bu güzellikleri keşfetmek için 1,5-2 saatlik bir yürüyüş yapmak mümkündür.
Yürüyüş rotası boyunca, bölgenin eski yerleşim izlerine ve bir zamanlar burada yaşamış insanlara dair izlere rastlamak mümkündür. Vadideki önemli yapılar arasında Direkli Kilise, Üzümlü Kilise ve Haçlı Kilise gibi tarihi kiliseler de yer alır, bu da bölgenin kültürel zenginliğini gözler önüne serer.
Eğritaş Kilisesi
Eğritaş Kilisesi, ortasında yer alan mezarlıkla dikkat çeker ve duvarlarındaki soluk fresklerle tarihi bir atmosfer sunar. Bu kilise, devasa taş kulesinin eğri bir şekilde yerleştirilmesi nedeniyle bu isimle anılmaktadır.
Vadinin en eski kiliselerinden biri olarak kabul edilen Eğritaş Kilisesi'nin, 10. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kayalara oyulmuş üç katlı bir yapı olarak tasarlanmış olan kilisenin alt katında fresklerle bezenmiş bir şapel yer alırken, orta katında bir mezar odası ve üst katında ise kilise kendini göstermektedir.
Vaftizci Yahya Kilisesi
Kapadokya'nın Nevşehir il sınırlarında yer alan Çavuşin bölgesindeki Vaftizci Yahya Kilisesi, bölgenin en eski dini yapılarından biri olarak öne çıkmaktadır. Bu tarihi kiliseyi ziyaret ettiğinizde, özellikle iç mekanındaki freskler büyük bir ilgi uyandırıyor.
Freskler arasında dikkat çeken en önemli figürlerden biri ise bir meleğin tasviridir. Vaftizci Yahya Kilisesi, Çavuşin Köyü’ne bağlı olup, Göreme ile Avanos yolu üzerinde, Göreme’ye sadece 2 kilometre mesafede bulunuyor.
Kapadokya'nın bu bölgesine geldiğinizde, bölgedeki diğer önemli kiliseleri de keşfetmenizi tavsiye ederiz. Aziz Jean Kilisesi, Üç Haçlı Kilise, Saklı Kilise ve Üzümlü Kilise gibi yapılar da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında yer alıyor.
Kaya Camii
Kaya Camii, 13. yüzyılda inşa edilen ve Zelve Açık Hava Müzesi'nin en önemli yapılarından biri olarak dikkat çeker. Başlangıçta bir kilise olarak yapılan bu yapı, Selçuklular döneminde camiye dönüştürülmüştür.
Camiye özgü taş işçiliği, özellikle giriş kapısında Selçuklu mimarisine ait detaylarla kendini gösterir. Zelve'nin meydanında yer alan bu cami, özel günlerde, özellikle bayramlar ve düğünlerde büyük kalabalıklara ev sahipliği yaparmış.
Hem kaya hem de kesme taşlardan yapılan bu yapı, Zelve'de benzeri olmayan bir mimariye sahiptir. Zelve halkının sosyal etkinlikler için toplandığı bu meydanda bulunan camii, tarihi dokusu ve etkileyici yapısıyla büyüleyici bir atmosfere sahiptir.
Aşk Vadisi (Bağlıdere Vadisi)
Göreme'de yer alan Bağlıdere Vadisi, aynı zamanda Aşk Vadisi olarak da bilinir ve büyüleyici peribacaları manzarasıyla ziyaretçilerin ilgisini çeker. Özellikle gün doğumu ve gün batımında eşsiz bir doğal güzellik sunan bu vadi, romantizm arayanlar tarafından tercih edilir.
Bahar ve yaz aylarında daha da canlı hale gelen Aşk Vadisi, düğün törenleri, evlilik teklifleri ve balayı fotoğrafları için sıkça tercih edilir. Ziyaretçiler, vadinin benzersiz atmosferinde rehberli turlar ya da kendi başlarına keşif yaparak unutulmaz anılar biriktirebilir.
Üzüm bağlarının ve peribacalarının arasındaki yollar, at safarileriyle keşfedildiğinde ise vadiye olan hayranlık daha da artar. Her köşesi doğal bir tablo gibi olan Aşk Vadisi, hem huzur arayanlar hem de macera peşindekiler için keşfedilmesi gereken bir yerdir.
Ürgüp
Kapadokya'nın kalbinde yer alan Ürgüp, keşfedilmeyi bekleyen eşsiz bir cennet. Tarih boyunca önemli bir merkez olan bu kasaba, Osmanlı döneminde Burgut Kalesi olarak bilinen kaleyi ve rahipler tarafından inşa edilen tarihi kaya kiliselerini bünyesinde barındırıyor.
Ürgüp’te, Güllüdere Vadisi ve Kızılçukur Vadisi gibi ünlü yürüyüş rotalarında, peribacalarının ve büyüleyici kaya oluşumlarının arasında huzurlu bir gezinti yapabilirsiniz. Temenni Tepesi’nden ise tarihi konaklarla süslü manzaraları izleyerek eşsiz bir görsel şölen yaşayabilirsiniz.
Ürgüp, ayrıca kültürel zenginliğiyle de dikkat çekiyor. Ürgüp Müzesi ve Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi, bölgenin tarihine ışık tutarken, taş mimarisiyle öne çıkan butik otellerde konaklayarak yerel atmosferi tam anlamıyla hissedebilirsiniz.
Akşam saatlerinde ise, teras restoranlarında Anadolu mutfağının leziz tatları ve yöresel şaraplar eşliğinde romantik bir akşam yemeği yiyerek bu büyülü atmosferden alabileceğiniz keyfi artırabilirsiniz.
Uçhisar Kalesi
Nevşehir'in merkezine sadece 5 kilometre uzaklıkta bulunan Uçhisar Kalesi, ziyaretçilerine muazzam bir manzara sunar. Kale'nin zirvesine çıktığınızda, Göreme Açıkhava Müzesi, Güvercinlik Vadisi, Kızılçukur, Çavuşin gibi önemli bölgeleri kuş bakışı izleme imkanı bulabilirsiniz.
Uçhisar Kalesi'ni ziyaret etmek için, Ürgüp ve Göreme'den özel araçla rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Ayrıca, bölgedeki diğer ilginç yerler arasında Ortahisar Kalesi, Güllüdere, Kılıçlar Vadisi ve Aktepe gibi mekanlar da keşfedilmeye değerdir. Bu bölgeler, bölgenin benzersiz doğal güzelliklerini ve tarihi dokusunu daha yakından deneyimleme fırsatı sunar.
Bölgenin bir diğer simgesel yapısı olan Ürgüp Kadı Kalesi de fotoğraf meraklıları için harika bir nokta. Selçuklu dönemine ait olduğu düşünülen bu kale, geçmişte kadınlar ve çocuklar için bir sığınak olarak kullanılmış ve bu özelliğiyle “Kadınlar Kalesi” olarak kayıtlara geçmiştir.
Ürgüp’ün Temenni Tepesi’ne yalnızca 500 metre mesafede bulunan Kadı Kalesi, ziyaretçilerine bölgenin doğal güzelliklerini keşfetme fırsatı sunar. Ayrıca, peribacalarının oyulmasından yapılan kale, Damsa Çayı'na kadar uzandığı düşünülen dev tünelleriyle de dikkat çeker.
Hacıbektaş
Kapadokya'nın kültürel merkezlerinden biri olan Hacıbektaş, Nevşehir il sınırlarında yer alır ve tarihi derinliğiyle dikkat çeker. Bu ilçe, Anadolu'ya Müslümanlık ve Bektaşilik öğretisinin ilk yayıldığı yerlerden biri olarak büyük bir öneme sahiptir.
Her yıl binlerce kişi, Hacı Bektaş Veli Türbesi ve Balım Sultan Türbesi'ni ziyaret etmek için ilçeye akın eder. Ayrıca, taş ve ahşap mimarinin örneklerini taşıyan, tarihi dokusunu koruyan konaklarıyla geçmişe bir yolculuk yapma fırsatı sunar.
Hacıbektaş, Kadıncık Ana Evi, Ozanlar Yolu, Deliklitaş, Zemzem Çeşmesi ve Çilehane gibi tarihi ve kültürel öneme sahip mekanlarıyla ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler sunar. İlçede bulunan Hacı Bektaşi Veli Müzesi, Kapadokya'nın en çok ilgi gören müzelerinden biri olup, Bektaşilik hakkında derinlemesine bilgi edinmek isteyenler için eşsiz bir fırsat sunmaktadır.
Temenni Tepesi
Kapadokya'nın en gözde turistik noktalarından biri olan Ürgüp, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Bu bölgenin muazzam panoramik manzaralarını keşfetmek için Temenni Tepesi'ni ziyaret etmek şart.
Hem yerli hem de yabancı turistlerin yoğun ilgisini çeken bu tepe, yumuşak volkanik kayalara oyulmuş 100 metrelik tüneller aracılığıyla ulaşılabiliyor. Temenni Tepesi, Ürgüp’ün tarihi taş konaklarından, mağara yerleşimlerine, kiliselerden peribacalarına kadar pek çok ikonik yapıyı harika bir açıyla gözler önüne seriyor.
Ayrıca Göreme Açık Hava Müzesi'nden Erciyes Dağı'na kadar uzanan nefes kesici manzarayı izlemek, bölgenin doğal ve kültürel zenginliklerini fotoğraflamak için ideal bir nokta. Tepede, Ürgüp’ün gökyüzünü süsleyen sıcak hava balonlarını izlemek de ayrı bir keyif.
Ziyaretçilere aynı zamanda Kılıçaslan Gazi Türbesi’ni gezme imkanı da sunan bu özel mekan, nazar boncuklarıyla süslü dilek ağaçlarıyla da ünlü. Bu ağaçlarda dilek tutarak, bölgenin huzurlu atmosferinde bir anın tadını çıkarabilirsiniz.
Gümüşler Manastırı
Kapadokya'nın tarihi zenginliklerini keşfetmek isteyenler için Gümüşler Manastırı, unutulmaz bir durak sunuyor. Niğde'nin Gümüşler kasabasında yer alan bu muazzam yapının, 1500 metrelik volkanik kaya içine oyulmuş olması, ona hem doğal hem de tarihi bir cazibe katıyor.
Bizans dönemine ait olan manastır, bölgenin en büyük ve en etkileyici dini yapılarından biri olarak kabul ediliyor. İç mekanlarında yer alan Yunan haçı şeklindeki antik kilise ve çeşitli dini motifler, manastırın tarihi dokusunu zenginleştiriyor.
Kare planlı geniş avlusu ve etrafını saran taş odaları, ziyaretçileri antik çağların derinliklerine doğru büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor. Osmanlı döneminde de gayrimüslim halk tarafından ibadet amacıyla kullanılan bu tarihi alan, zamanla unutulmuş, ancak 1962'de tekrar keşfedilmiş ve 1973'te arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmiştir.
Hem kendi başınıza hem de rehberli turlar eşliğinde keşfedebileceğiniz Gümüşler Manastırı, Kapadokya'nın tarihi ve kültürel mirasını daha yakından görmek isteyenler için mükemmel bir deneyim sunuyor.
Gülşehir
Gülşehir, 5000 yıllık köklü geçmişi ve benzersiz tarihi zenginlikleriyle ziyaretçilerini adeta büyüleyen bir yer. Nevşehir il merkezine sadece 20 kilometre mesafede bulunan bu ilçede, farklı medeniyetlerin izlerini görmek mümkün.
10. ve 11. yüzyıllarda Hristiyan rahipler tarafından inşa edilen kaya oyması kiliseler, bölgenin tarihi mirasının önemli örnekleri arasında yer alıyor. Ayrıca, Asur, Hitit, Roma, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait birçok tarihi yapı da Gülşehir’in kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor.
Gülşehir’in en ilgi çekici doğal ve tarihi hazinelerinden biri ise, bölgenin en çok fotoğraflanan peribacalarından biri olan Mantar Kaya. Bu ilginç şekilli kaya, fotoğraflarda sıklıkla yer almakta ve bölgenin gizemli atmosferini yansıtmaktadır.
Ayrıca, Kaba Taş Devri’nden günümüze kadar kullanılmaya devam eden eski yerleşim alanları ve mağaralar da, bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerine katkıda bulunuyor. 1779 yılında inşa edilen ve günümüze kadar korunarak gelmiş olan Karavezir Külliyesi ise, mimari bir şaheser olarak ilçeye ayrı bir değer katıyor.
Gülşehir, yalnızca tarihi zenginlikleriyle değil, aynı zamanda sunduğu manzaralarla da etkileyicidir. Kızılırmak Nehri’nin çevresindeki muazzam manzaralar, Gülşehir’i ziyaret edenlere unutulmaz bir doğa deneyimi sunuyor.
Bununla birlikte, ilçede konaklama açısından kaliteli butik oteller ve geleneksel Anadolu mutfağından lezzetler sunan restoranlar da mevcut. Bu özellikleriyle Gülşehir, tarih ve doğa tutkunlarının bir arada buluştuğu, keşfetmeye değer bir destinasyon olarak öne çıkıyor.
Gomeda Vadisi
Kapadokya'nın benzersiz doğal güzelliklerinden biri olan Gomeda Vadisi, gizemi ve tarihiyle dikkat çeker. Korkutucu kaya oluşumları, ilginç peribacaları, karanlık tünelleri ve gizli geçitleriyle adeta başka bir dünyaya açılan bir kapıdır.
Binlerce yıl öncesine dayanan Gomeda Harabeleri ise vadinin büyülü atmosferini tamamlar. Özellikle kızıl gün batımlarında, Gomeda Vadisi'nde inanılmaz manzaralarla karşılaşabilirsiniz. Şeytan Deresi olarak da bilinen bu bölge, sanki bir fantastik filmin içindeymişsiniz hissini uyandırır.
Ayrıca, Alakara Kilisesi'nin etkileyici iç süslemeleri, Aziz Basilios Kilisesi ve gizemli yer altı şehirleriyle vadiyi keşfetmek de ayrı bir deneyim sunar. Tüm bu güzellikleri, sıcak hava balonlarıyla gökyüzünden izleyerek Kapadokya'nın panoramik manzarasını yüksekten görmek de harika bir fırsattır.
Asmalı Konak
Kapadokya, yüzyıllar boyunca taşıdığı taş ve ahşap mimarisiyle öne çıkan konaklarıyla ünlüdür. Bölgedeki en çok ziyaret edilen ve bilinen konaklardan biri ise Ürgüp merkezine yakın Hacı Hafız Sokak üzerinde bulunan Asmalı Konak’tır.
Bu cumbalı konak, kesme taş ve ahşap malzemelerle inşa edilerek, bölgenin otantik atmosferini en iyi şekilde koruyan örneklerden biri haline gelmiştir. Asmalı Konak, fotoğraf meraklılarının Ürgüp’teki en popüler duraklarından biri olmasının yanı sıra, pek çok ünlü dizi ve filmin de çekim alanı olarak kullanılmasıyla dikkat çekiyor.
Konağın dönem mobilyaları ve antikalarla zenginleştirilmiş odalarını gezebilir, tarihi atmosferi adım adım keşfe çıkabilirsiniz. Ayrıca, konak geniş bir avluya sahip olup, burada hem harika fotoğraflar çekebilir hem de bir kahve içerek zamanın nasıl geçtiğini anlamayabilirsiniz.
Acıgöl
Kapadokya'nın en özel köylerinden biri olan Acıgöl, Nevşehir ile Aksaray arasında yer alır ve dünyanın en büyük krater göllerinden birine ev sahipliği yapar. Hem doğal hem de tarihi zenginlikleriyle dikkat çekmektedir.
Gölün etrafındaki volkanik kaya oluşumları ve kireç taşları, bölgeyi masalsı bir atmosfere büründürür. Bu ilginç manzara, doğa yürüyüşçülerinin en çok tercih ettiği rotalardan biri haline gelmiştir.
Acıgöl, sadece muazzam doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda bölgenin derin tarihini yansıtan yer altı yapılarıyla da ünlüdür. M.Ö. 3. yüzyılda Hristiyan rahiplerinin ilk yerleşim yeri olan Acıgöl, Asur, Hitit, Frigya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi pek çok medeniyetin izlerini taşır.
Kayalara oyulmuş tarihi kiliseler ve yerin yüzlerce metre altına inşa edilmiş devasa tünelleri ile Tatlarin Yeraltı Şehri, bölgenin en büyüleyici noktalarından biridir. Kısa bir yürüyüşle bu tarihi yapıları keşfetmek, hem tarih meraklıları hem de doğa severler için unutulmaz bir deneyim sunar.
Selime Katedrali
Ihlara Vadisi'nde bulunan Selime Katedrali, Kapadokya'nın en etkileyici yapılarından biri olarak öne çıkmaktadır. 8. yüzyıla ait olan bu görkemli iki katlı katedral, volkanik kaya üzerine inşa edilmiştir. Duvarlarındaki Hz. İsa ve Hz. Meryem figürleri, sanatseverler için büyük bir çekim merkezi haline gelir.
Katedralin özgün yapısı, piramit şeklinde inşa edilen bölümleri ve erken Hristiyanlık dönemine ait dini süslemeleri ile tarihi bir değere sahiptir. Kapadokya gezileri sırasında mutlaka görülmesi gereken bu etkileyici yapı, bölgenin kültürel mirasını yansıtan önemli bir örnektir.
Hasan Dağı
Hasan Dağı, Kapadokya'nın büyüleyici manzaralarına ev sahipliği yapan volkanik bir dağdır. İç Anadolu Bölgesi'nin ikinci en yüksek dağı olarak dikkat çeker ve tarihi bir değer taşıyan Nora Antik Kenti'ne de yakın bir konumda yer alır.
Dağ, peribacaları ve benzersiz kaya oluşumlarının ortaya çıkmasına yol açan volkanik patlamalarla ünlüdür. Yüksekliği 1700 metreye kadar ulaşan Hasan Dağı, zengin doğal güzellikleriyle keşfe değer bir yerdir.
Meşe ormanları arasında yer alan yürüyüş parkurları, dağın zirvesine ulaşmak isteyen doğa severler için eşsiz bir deneyim sunar. Ayrıca, dağın kraterleri, macera arayanlar için ilgi çekici rotalar oluşturur.
Kampçılık, kaya tırmanma, doğa yürüyüşleri ve ATV safari gibi aktiviteler için ideal bir alan sunan Hasan Dağı, hem macera tutkunları hem de doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyenler için mükemmel bir kaçış noktasıdır.
Karanlıkkale Kilisesi
Ihlara Vadisi’nin büyüleyici manzarasında yer alan Selime beldesi, sadece Selime Katedrali ile değil, aynı zamanda kayalar içine oyulmuş etkileyici yapılarıyla da dikkat çekiyor. Bunlardan biri, M.S. 9. ile 11. yüzyıllar arasında inşa edildiği tahmin edilen Karanlıkkale Kilisesi.
Karanlıkkale Kilisesi, sağlam yapısı ve devasa kaleyi andıran görüntüsüyle etkileyici bir görsellik sunuyor. Haç motifleriyle süslenmiş duvarları ve dikkat çeken taş kabartmaları, mimarisini daha da özel kılıyor.
Küçük kubbeleri ve dini motiflerle bezenmiş freskleriyle de dikkat çeken Karanlıkkale Kilisesi, Ihlara Vadisi’ni keşfetmek isteyenler için önemli bir durak. Özellikle kış aylarında, karla kaplı görüntüsüyle benzersiz fotoğraf kareleri sunan bu tarihi yapıyı, bölgedeki turlar ve yürüyüşlerle daha yakından keşfetmek mümkün.
Ürgüp Kadı Kalesi
Kapadokya'nın simgesel yapılarından biri olan Ürgüp Kadı Kalesi, bölgenin en etkileyici fotoğraf noktalarından biridir. Selçuklu dönemine ait olduğu tahmin edilen bu kale, savaş zamanlarında kadınlar ve çocuklar için sığınak olarak kullanıldığı için "Kadınlar Kalesi" olarak da anılmaktadır.
Ürgüp'ün en çok tercih edilen gezilecek yerlerinden biri olan Kadı Kalesi, Temenni Tepesi'ne yalnızca 500 metre uzaklıkta bulunuyor, bu da ziyaretçilere kolayca her iki noktayı bir arada keşfetme imkanı sunuyor.
Kapadokya'nın eşsiz peribacalarından birine oyularak inşa edilen bu kaleden bölgenin büyüleyici manzarasına hakim olabilirsiniz. Ayrıca, Kadı Kalesi'nden Damsa Çayı'na kadar uzandığı düşünülen devasa yer altı tünellerini keşfetmek, bu tarihi yapıyı ziyaretinize unutulmaz bir boyut katacaktır.
Mustafapaşa
Nevşehir'in Ürgüp ilçesine bağlı Mustafapaşa, aynı zamanda Sinasos Köyü olarak da bilinen, Dünya Turizm Örgütü tarafından en iyi turizm köyü seçilen bir yerleşimdir. Ürgüp'e sadece 6 kilometre uzaklıkta bulunan bu köy, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini cezbetmektedir.
Kapadokya’da günübirlik gezilecek yerler arasında popüler bir nokta olan Mustafapaşa, geçmişte çoğunlukla Rumların yaşadığı bir köy olup, nüfus mübadelesine kadar bu kültürün izlerini taşımaktadır.
Köyde yer alan 700'den fazla taş mimarili konak, özellikle Rum ustalarının elinden çıkma eserlerle dikkat çeker. Peribacaları ve volkanik kaya oluşumlarıyla çevrili olan bu konaklar, tarihi atmosferiyle büyüler ve bazılarına gezip görmek için girebilirsiniz.
Mustafapaşa, tarihi yapılarıyla da ünlüdür. 1900 yılında inşa edilen ve Kapadokya bölgesindeki en güzel Osmanlı dönemi eserlerinden biri kabul edilen Mehmet Şakir Paşa Medresesi, bölgenin kültürel mirasının önemli örneklerinden biridir.
Ayrıca Aziz Nikolas Kilisesi, Konstantin Helena Kilisesi, Aziz Basil Şapeli gibi dini yapılar, köyün tarihi zenginliğini yansıtan diğer örneklerdir. Saklı Vadi'nin devasa kayalarının içine oyulmuş olan Aziz Grigorios Kilisesi de mutlaka görülmesi gereken tarihi bir noktadır.
Kapadokya Hangi Sırayla Gezilmeli?
Kapadokya, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle ünlü bir bölgedir, ve bu bölgeyi gezmek için önerilen sırayla keşfetmek, hem zamanınızı verimli kullanmanızı hem de bölgenin en iyi yönlerini deneyimlemenizi sağlar. İşte Kapadokya gezme sırası:
- Göreme Açık Hava Müzesi
- Uçhisar Kalesi
- Paşabağ Vadisi
- Zelve Vadisi
- Avanos
- Ihlara Vadisi
- Derinkuyu Yeraltı Şehri
- Gülşehir
- Güllüdere Vadisi
Kapadokya Kaç Günde Gezilir?
Kapadokya, her bir köşesi adeta bir açık hava müzesi gibi olan ve doğal güzellikleriyle her ziyaretçiyi büyüleyen bir bölge. Bu eşsiz yeri keşfetmek için 4-5 günlük bir seyahat planı yapmanızı öneririz. Ancak, eğer zamanınız sınırlıysa, doğru bir planlama ile 2-3 gün içinde de bölgenin önemli noktalarını keşfetmek mümkün.
Kapadokya’da Ne Yemeli?
Kapadokya’daki restoranlar, şüphesiz tatiliniz boyunca sıkça ziyaret edeceğiniz yerler arasında yer alacak. Tatilinizin keyfini çıkarırken harika yemeklerle unutulmaz anlar yaşamak için, ne yediğinizi bilerek ve doğru seçimler yaparak sipariş vermeniz oldukça önemli. Bölgenin ünlü lezzetlerine göz atmaya ne dersiniz? İşte, Kapadokya’da yemeniz gereken yemekler:
- Çömlek fasulyesi
- Testi kebabı
- Nohutlu yahni
- Kayısı dolması
- Düğü çorbası
- Sütlü çorba
- Ayva dolması
- Gendime
- Dolaz
- Dıvıl
- Ağpakla
- Soğanlama
- Nevşehir tavası
- Sızgıt
Kapadokya’ya Hangi Aylarda Gidilir?
Kapadokya'yı gezmek için en uygun zaman genellikle bahar ve sonbahar mevsimleridir. İlkbaharda doğanın yeniden canlanmasına şahit olursunuz; çiçekler açar, ağaçlar yapraklanır ve hava yumuşar. Bu dönem, bölgenin taze bir hayatla dolduğunu hissettiren en güzel zamanlardır.
Sonbahar ise Kapadokya'nın renk cümbüşüyle adeta büyüler. Altın sarısı, turuncu ve kırmızı tonlarıyla kaplanmış vadiler, gökyüzüyle birleşerek görsel bir şölen oluşturur. Bu dönemde hava genellikle serin ve rahatlatıcıdır, bu da açık hava aktivitelerini daha keyifli hale getirir.
Hem ilkbahar hem de sonbahar, balon turları, yürüyüşler ve vadilerde yapılan keşifler için ideal mevsimlerdir. Özellikle sabahın erken saatlerinde balonla yapılan uçuşlar, Kapadokya'nın benzersiz peri bacalarının ve kaya oluşumlarının panoramik manzaralarını görmek için unutulmaz bir deneyim sunar.
Kapadokya’dan sonra Balıkesir’e gitmeyi düşünürseniz eğer “Balıkesir Gezilecek Yerler” isimli içeriğimize göz atın