İstanbul Gezilecek Yerler
İstanbul, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel zenginlikleriyle dolu bir şehir olarak ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Hem Asya hem de Avrupa kıtalarında yer alan bu eşsiz metropol, tarihi yapıları, sanat eserleri, lezzetli mutfağı ve canlı sokak hayatıyla keşfedilmeyi bekleyen sayısız güzellik sunuyor.
İstanbul, hem tarihi hem de kültürel zenginlikleriyle dolu bir şehirdir ve gezilecek yerler açısından oldukça çeşitlidir. Şehrin kalbinde yer alan Sultanahmet Meydanı, Ayasofya ve Sultanahmet Camii gibi ikonik yapılarıyla dikkat çekiyor. İşte, “İstanbul'da gezmeye nereye gidilir?” sorunuz için yanıt:
İstanbul Gezilecek Yerler Listesi
Şehrin gezilecek yerleri ise gerçekten saymakla bitmiyor. Saraylar, camiler, müzeler, parklar ve kasırlar gibi doğal ve tarihi birçok destinasyon, mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında yer alıyor. İşte İstanbul’da gezilecek yerler:
Avrupa Yakası Gezilecek Yerler | Anadolu Yakası Gezilecek Yerler |
Yerebatan Sarnıcı | Kız Kulesi |
Mısır Çarşısı | Beylerbeyi Sarayı |
Topkapı Sarayı | İstanbul Oyuncak Müzesi |
Galata Kulesi | Anadolu Hisarı |
Balat | Küçüksu Kasrı |
Belgrad Ormanı | Kadıköy Boğa Heykeli |
İstiklal Caddesi | Çinili Camii |
Sultanahmet Camii | Caddebostan Sahili |
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi | Mihrabat Korusu |
Dolmabahçe Sarayı | Anadolu Kavağı |
İstanbul seyahatiniz sırasında Instagram hesabınız üzerinden paylaştığınız fotoğraflara Instagram beğeni satın al sayfamızdan beğeni alabilirsiniz! İstanbul seyahatinizden sonra gidecek bir yer arıyorsanız eğer “Çanakkale Gezilecek Yerler” içeriğimize hemen göz atın!
İstanbul Avrupa Yakası Gezilecek Yerler
İstanbul Avrupa Yakası, Beşiktaş, Karaköy, Sirkeci, Bebek, İstinye ve Sarıyer gibi popüler semtleriyle gezip görülecek birçok yer sunar. Kısa bir tatil süresinde bu bölgedeki tüm güzellikleri keşfetmek mümkün olmasa da, tarihi atmosferi, yeşil alanları ve etkileyici mimarisiyle dolu bir gezi planı yapabilirsiniz.
Bizans Dönemi’nden itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun da büyük önem verdiği bu bölge, her köşesinde yeni bir keşif vaat ediyor. Ziyaretçilerine tarihi yapılarla birlikte eşsiz lezzetler sunarak keyifli ve verimli bir seyahat deneyimi yaşatıyor. İşte İstanbul Avrupa Yakası’nda gezilecek yerler:
Yerebatan Sarnıcı
1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilen Yerebatan Sarnıcı, Bizans Dönemi’nin eşsiz mimarisini gözler önüne seren etkileyici bir yapıdır. İstanbul’un en iyi korunan sarnıçları arasında bulunan bu muazzam yapı, 140 metre uzunluğunda ve 70 metre derinliğinde geniş bir alana yayılır. Zemininde su bulunan sarnıçta ziyaretçilerin dolaşımı, metal köprüler aracılığıyla sağlanmaktadır.
Sarnıcın iç mekanında yer alan 336 sütun, 9 metre yüksekliğiyle görenleri büyülemekte ve son restorasyon sonrası eklenen aydınlatmalar, fotoğraf çekimleri için göz alıcı bir atmosfer sunmaktadır. Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya ile Cağaloğlu arasında yer alarak İstanbul’un tarihi dokusuna önemli bir katkıda bulunmaktadır.
Mısır Çarşısı
Mısır Çarşısı, 1661 yılında Eminönü’nde inşa edilmiş ve zamanla bölgenin en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelmiştir. İlk dönemlerinde şifalı bitkilerin satışına ev sahipliği yaptığı için "Baharatçılar Çarşısı" olarak da bilinir. Bugün, yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biri olan bu çarşı, 100’den fazla dükkanıyla yüzlerce çeşit baharat, yöresel ürünler ve çiçek tohumu sunmaktadır.
18. yüzyılda Mısır’dan gelen baharatların alım satımıyla tanınan Mısır Çarşısı, ayrıca kurutulmuş meyveler, el yapımı yerel ürünler ve tekstil eşyaları gibi birçok farklı ürünün de bulunduğu canlı bir alışveriş atmosferi sunmaktadır. Burada dolaşırken, hem geleneksel lezzetleri keşfedebilir hem de eşsiz hediyelikler bulma fırsatı yakalayabilirsiniz.
Topkapı Sarayı
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, yönetim merkezi olarak kullanılan Topkapı Sarayı, aynı zamanda padişahların ikametgahı ve eğitim alanıydı. 19. yüzyıla kadar bu işlevini sürdüren yapı, 1922 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatları doğrultusunda müze haline getirilmiştir.
Bugün de Topkapı Sarayı, kutsal emanetler, padişah portreleri, Osmanlı dönemine ait çeşitli eşyalar ve farklı ülkelerden gelen porselenlerin yer aldığı zengin koleksiyonlarıyla ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Fatih'te bulunan bu tarihi yapıyı gezdikten sonra, İstanbul'un ünlü lezzetlerini tatmak için tarihi sokaklarda dolaşarak gezintinizi daha da keyifli hale getirebilirsiniz.
Galata Kulesi
Galata Kulesi, Avrupa Yakası’nda yer alan ve İstanbul’un simgelerinden biri olarak öne çıkan etkileyici bir yapıdır. Tarihi Bizans Dönemi’ne kadar uzanan bu kule, şehrin panoramik manzarasını sunmasıyla dikkat çeker. İlk olarak ahşap olarak inşa edilen kule, zamanla geçirdiği yangınlar nedeniyle onarılmış ve Cenevizliler tarafından sağlam taşlarla yeniden yapılmıştır.
Kulenin dokuzuncu katında bulunan restoran, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar. İstiklal Caddesi’nden yürüyerek ulaşabileceğiniz kulede, yüksekten İstanbul manzarasını seyrederken lezzetli bir yemek yiyebilirsiniz. Bu eşsiz atmosfer, Galata Kulesi’ni İstanbul gezinizin vazgeçilmez duraklarından biri haline getirir.
Balat
Balat, son yıllardaki kentleşme çalışmalarıyla Sirkeci ve Karaköy gibi İstanbul'un gözde noktalarından biri haline gelmiştir. Vintage dükkanları ve çeşitli konseptlerdeki kafeleriyle dolup taşan bu semt, renkli ve canlı sokaklarıyla dikkat çekmektedir. Tasarım atölyeleri, şirin evler ve yaratıcı dükkanlar, Balat’ı Avrupa Yakası'nda kesinlikle gezilmesi gereken bir yer haline getiriyor.
Renkli merdivenleri ve hareketli sokaklarıyla fotoğraf tutkunları için harika manzaralar sunan Balat’ta, İstanbul'un yerel lezzetlerini tadabilir, el yapımı takılar almak için yerel satıcılara uğrayabilir ve bu eşsiz dekoratif ortamda estetik fotoğraflar çekebilirsiniz. Her köşesi farklı bir hikaye anlatan Balat, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi.
Belgrad Ormanı
İstanbul’un kalabalığından kaçmak isteyenler için en huzurlu duraklardan biri, şüphesiz ki Belgrad Ormanı’dır. Sarıyer’de konumlanan bu doğal güzellik, adını 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman döneminde buraya yerleşen Belgrad halkından alır.
Hava sıcak ve güneşli olduğunda orman oldukça kalabalıklaşır. Ancak özellikle sonbahar mevsiminde, doğanın sunduğu renk cümbüşü ile eşsiz bir manzaraya bürünür. Bu dönemde Belgrad Ormanı’nın sakinliğini yaşamak için gitmelisiniz.
Bahçeköy yönünden giriş yaptığınızda, karşınıza çıkan yol ikiye ayrılır. Bir taraf sizi tarihi bentlere, diğer taraf ise fotoğraf çekimleri için popüler olan üçgen eve ve yürüyüş yollarına götürür. Ormanın içinde dinlenmek için piknik alanları, küçük göletler ve bir kafe gibi imkanlar da bulunmaktadır.
İstiklal Caddesi
İstanbul'un en yoğun ve turistik bölgelerinden biri olan İstiklal Caddesi, Taksim Meydanı'nın hemen yanında yer alıyor. Bu cadde, günün her saatinde binlerce insanın akın ettiği canlı bir yaşam alanıdır. Alışveriş dükkanları, barlar, kafeler, restoranlar ve çeşitli müzelerle dolu olan İstiklal Caddesi, ziyaretçilerine her daim farklı deneyimler sunmaktadır.
Cadde boyunca yürürken, mutlaka görmeniz gereken önemli yapılar arasında Sent Antuan Kilisesi, Galatasaray Lisesi ve Yapı Kredi Müzesi yer alıyor. Kültürel zenginliklerle dolu bu caddeye ulaşmanın birkaç yolu var.
Nostaljik tramvayı tercih edebilir veya yokuş çıkmak istemiyorsanız Galata ile İstiklal Caddesi arasında çalışan füniküleri kullanabilirsiniz. Ayrıca, farklı semtlerden geliyorsanız Taksim'e ulaşım sağlayan otobüs veya minibüsleri de rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Sultanahmet Camii
Sultanahmet Meydanı, tarihi dokusuyla büyüleyici bir atmosfer sunuyor. Meydanın bir köşesinde ihtişamıyla dikkat çeken Ayasofya, diğer köşesinde ise 1609 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi tarafından inşa edilen Sultanahmet Camii yer alıyor.
Sultanahmet Camii, Osmanlı mimarisinin klasik örneklerinden biridir ve Ayasofya’nın mimarisinden ilham alarak tasarlanmıştır. Cami çevresinde yer alan türbe, hamam, imaret, çeşme ve darüşşifa gibi yapılar, bölgenin tarihi zenginliğini artırıyor.
İç mekanda kullanılan İznik çinileri ve ahşap işçiliği, ziyaretçilerin ilgisini çeken unsurlar arasındadır. Cami, hem ibadet için hem de ziyaretçiler için açıktır; ancak, ziyaretçilerin belirli kurallara uyması önemlidir.
Ziyaretçiler, Sultanahmet Camii’nin yanı sıra meydanın diğer tarihi yapıları olan Ayasofya ve çevresindeki eserleri de gezebilirler. Cami sabah namazı vaktinde açılmakta ve yatsı namazından sonra ibadete kapatılmaktadır, bu da buradaki manevi atmosferi deneyimlemek için güzel bir fırsat sunmaktadır.
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi
Fatih’te yer alan Ayasofya, Bizans Dönemi'nin en önemli yapılarından biridir ve muazzam mimarisiyle şehrin en dikkat çekici tarihi eserleri arasında yer alır. 537 yılında inşa edilen bu yapı, zamanla çeşitli hasarlara uğramış, ancak yapılan onarımlar sayesinde günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Mimar Sinan'ın yaptığı destek yapıları, Ayasofya'nın sağlamlığını artırarak yapının ihtişamını korumuştur.
1935 yılından 2020 yılına kadar müze olarak hizmet veren Ayasofya, günümüzde cami olarak kullanılmaktadır. İç mekanındaki büyüklük ve görkem, Ayasofya'yı bir sanat eseri haline getirir. Ziyaretçiler, mozaikler, apaz odaları galeri katı ve I. Mahmud Kütüphanesi gibi farklı alanları keşfedebilir.
Garipçe Köyü
Garipçe Köyü, Sarıyer ilçesinde yer alan ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir yer. Karadeniz sahilinde konumlanan bu köy, huzurlu atmosferi ve tarihi dokusuyla doğa severler için adeta bir cennet.
Köyün sunduğu muhteşem manzaralar, doğal zenginlikleri gözler önüne seriyor. Özellikle dar sokakları ve taş yapılarıyla eski İstanbul evlerini keşfetmek, geleneksel İstanbul’un ruhunu hissetmek için harika bir fırsat sunuyor.
Garipçe, çeşitli restoran ve kafeleriyle de zengin bir gastronomik deneyim sunarak, misafirlerine farklı lezzetler tatma imkanı sağlıyor. Son yıllarda gelişen turizm olanaklarıyla birlikte bölgede konaklama seçenekleri de artmış durumda.
Dolmabahçe Sarayı
Dolmabahçe Sarayı, 1850’li yıllarda Beşiktaş’ta inşa edilen önemli bir tarihi yapıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, saltanatın sona ermesine kadar padişahlar ve halifelerin ikametgahı olarak hizmet vermiştir.
1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından da kullanılmış olan bu saray, 1984 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır. Mimari olarak, geleneksel Türk evi tarzını Barok, Ampir ve Rokoko akımlarının etkileriyle harmanlayan bir yapı özelliği taşımaktadır. Dolmabahçe Sarayı, hem tarihi değeri hem de estetik güzelliğiyle ziyaretçilerini büyülemektedir.
Kapalı Çarşı
Fatih'te bulunan Kapalı Çarşı, İstanbul'un zengin tarihi ve kültürel mirasını en iyi temsil eden yapılar arasında yer almaktadır. Osmanlı Dönemi’nde önemli bir ticaret merkezi haline gelen bu çarşının ilk genişletme çalışmaları, Fatih Sultan Mehmet döneminde başlamıştır. II. Abdülhamit Dönemi'nde yaşanan yangınlar ve depremler, çarşıya büyük zarar vermiştir. Sonrasında yapılan restorasyonlarla çarşı, günümüzdeki görünümüne kavuşmuştur
Kapalı Çarşı, sekiz farklı girişle hizmet vermektedir. Bu girişler, satılan ürünlerin çeşitlerine göre adlandırılmıştır. Zamanında Zenneciler, Kuyumcular ve Sahaflar gibi isimlerle anılan bu girişlerden geçerek çarşıya giren ziyaretçiler, geleneksel ürünler, el yapımı sanat eserleri, kıyafetler ve takılar gibi birçok farklı ürün bulabilmektedir.
Atatürk Arboretumu
Atatürk Arboretumu, Sarıyer’deki Belgrad Ormanı’nın güneyinde yer alan etkileyici bir botanik bahçesidir. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ne ait olan bu alan, 1000’den fazla bitki türü ile zengin bir çeşitlilik sunmaktadır. Arboretumda ayrıca, ziyaretçilerin keyifle gezebileceği üç adet yapay göl de bulunmaktadır.
Farklı ağaç ve bitki türlerini bir arada görmek isteyenler için bu doğal cennet, İstanbul’un yeşil yüzünü keşfetmek adına mükemmel bir yerdir. Bahçedeki yürüyüş yollarında yapacağınız gezintiler, hem dinlendirici bir deneyim sunar hem de doğanın güzelliklerinin tadını çıkarmanıza olanak tanır.
Rumeli Hisarı
Fatih Sultan Mehmet döneminde inşa edilen Hisar, Boğaziçi’nden geçen gemilerin kontrol edilmesi amacıyla tasarlanmıştır. İstanbul’un fethinden sonra stratejik önemini kaybeden bu yapı, bir süre devlet hapishanesi olarak da kullanılmıştır. 1953 yılında başlayan restorasyon çalışmaları sonucunda, 1968’de müze olarak ziyarete açılmıştır.
Hisar, ziyaretçilere fetih sembollerinin yanı sıra Osmanlı Dönemi savaşlarında kullanılan gülleler, toplar ve döneme ait taş eserler gibi zengin koleksiyonlar sunmaktadır. Ayrıca, Rumeli Hisarı Müzesi’ni de bünyesinde barındıran bu önemli yapı, Sarıyer bölgesinde yer almaktadır.
Pierre Loti Tepesi
Haliç’in her iki yakasını bir arada görebileceğiniz Pierre Loti Tepesi, muhteşem manzarası ve huzur veren atmosferiyle öne çıkan bir mekan. Tepenin zirvesine ulaşmanın iki yolu var: Teleferikle çıkabilir ya da Eyüp Sultan Türbesi'nin hemen çıkışındaki mezarlık yolunu kullanarak yürüyebilirsiniz.
Yolculuğunuzun manzaralarla dolu geçmesini istiyorsanız, teleferiği tercih etmek daha keyifli olacaktır. İstanbul'un en romantik yerlerinden biri olan bu tepede, Pierre Loti Kahvesi adını taşıyan bir kahve evi, hediyelik eşya dükkanları ve çeşitli konseptlerde kafeler ile restoranlar bulunmaktadır.
Karlı havalarda manzaranın güzelliği bir kat daha artarken, Pierre Loti Tepesi’ni her mevsim ziyaret edebilirsiniz. Zirveye ulaştığınızda, Rabia Kadın Kahvesi olarak da bilinen Pierre Loti Kahvesi’nde, muhteşem manzara eşliğinde bir fincan çay veya kahve keyfi yapabilirsiniz.
Emirgan Korusu
Sarıyer’in en göz alıcı gezilecek yerlerinden biri Emirgan Korusu. Bu huzur dolu alan, sevdiklerinizle piknik yapma imkanı sunarken, gölet çevresinde keyifli yürüyüşler yapabileceğiniz bir yer. Koruda bulunan pembe, sarı ve beyaz köşkler, ziyaretçilerine büyüleyici bir renk cümbüşü sunarak unutulmaz bir atmosfer yaratıyor.
Tertemiz havada, yeşilin binbir tonu arasında dinlenirken İstanbul’un eşsiz manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Her yıl nisan ayında düzenlenen İstanbul Lale Festivali, koruyu ziyaret edenlere farklı bir deneyim sunuyor. Festival döneminde açan rengarenk laleler, Emirgan Korusu’nu adeta bir tablo gibi süslüyor.
Süleymaniye Camii
Mimar Sinan’ın kalfalık dönemi eseri olan Süleymaniye Camii, etkileyici mimarisi ve ruhani atmosferiyle dikkat çeken bir yapıdır. Bu cami, Sinan’ın Müslümanlığın eşitlikçi felsefesini yansıttığı ve tek kubbe altında toplu ibadet anlayışını en güzel biçimde sergilediği örneklerden biridir.
Süleymaniye Camii, aynı adı taşıyan külliye içinde yer almaktadır. Külliye, hamam, medrese, imaret ve kütüphane gibi çeşitli yapıları barındırmasının yanı sıra, Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan ve Mimar Sinan’ın türbeleriyle de tarihi bir derinlik sunar.
Külliye bahçesinde yer alan bu türbeler, ziyaretçilere sadece mimari bir güzellik sunmakla kalmaz; aynı zamanda ruhani bir yolculuğa davet eder. Camiye ulaşmak için Eminönü vapur iskelesinden çıktıktan sonra, yalnızca 10 dakikalık bir yokuş yürüyerek bu muazzam yapıya erişebilirsiniz.
Ortaköy
İstanbul’un en gözde yerlerinden biri olan Ortaköy, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çekiyor. Birçok film ve dizinin çekim alanı olan bu semt, ziyaretçilere sunduğu çeşitlilikle öne çıkıyor. Ortaköy, yerel lezzetler sunan restoranlar, alışveriş imkanları ve eğlence mekanlarıyla dolup taşıyor.
Ortaköy Meydanı, cami, kilise ve sinagoglarıyla sanat ve kültür hayatının merkezi konumunda. Burada yer alan Ortaköy Camii, İstanbul’un simgelerinden biri olarak, özellikle dizilerdeki görsel geçişlerde sıkça kullanılıyor. Boğazın kenarındaki bu muazzam caminin etrafında pek çok kafe ve çay evi, ziyaretçilerin keyifli vakit geçirmesine olanak tanıyor.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün bir ayağı da bu bölgede bulunuyor ve köprünün sunduğu muhteşem manzarayı izlemek için ideal bir nokta. Ortaköy'deki iskeleden vapur seferleri ile Boğaz turu yapabilir, Üsküdar veya Kadıköy gibi diğer güzel semtlere yol alabilirsiniz. Ortaköy, İstanbul’un kalbinde hem dinlendirici hem de keşif dolu bir deneyim sunuyor.
Taksim Meydanı
İstanbul’un kalbinin attığı yerlerden biri olan Taksim Meydanı, Beyoğlu ilçesinde İstiklal Caddesi’nin başlangıç noktasıdır. Bu meydan, günün her saatinde enerjik bir kalabalıkla dolup taşar ve ziyaretçilerine canlı bir atmosfer sunar. Taksim, tarihi zenginlikleri, kültürel etkinlikleri, sanatsal aktiviteleri ve renkli gece hayatı ile şehrin en popüler semtlerinden biridir.
Taksim Meydanı’nın en dikkat çekici simgelerinden biri, Cumhuriyet Anıtı ve çevresindeki heykellerdir. Bu yapılar, meydanın tarihi kimliğini güçlendiren unsurlar olarak öne çıkar. Ayrıca, kültür ve sanat meraklıları için uzun yıllardır hizmet veren Beyoğlu Sineması da burada bulunmaktadır.
Geniş ve dinamik bir alana sahip olan Taksim Meydanı, yıl boyunca birçok etkinlik, festival ve konserin düzenlendiği bir mekan haline gelmiştir. İstanbul’un bitmeyen gece hayatını deneyimlemek için akşam saatlerinizi Taksim Meydanı’na ayırmak harika bir seçenek olacaktır.
Nişantaşı
İstanbul'un en prestijli semtlerinden biri olan Nişantaşı, canlı ve dinamik atmosferiyle dikkat çekiyor. Şık restoranlar ve lüks mağazalarla dolu bu bölge, özellikle kahvaltı için sıkça tercih ediliyor ve tarihi yapılar arasında büyülü bir ortam sunuyor.
Modern yaşamın merkezi olan Nişantaşı, burada vakit geçirmek isteyenlere uluslararası markaların yanı sıra özel tasarım butiklerde alışveriş yapma imkanı sunuyor. Bu alışverişler, estetik zevkinizi bambaşka bir seviyeye taşıyabilir.
Ayrıca, dünyanın en iyi şeflerinin hazırladığı yemeklerle dolu restoranlarda hem Türk hem de dünya mutfaklarının eşsiz tatlarını deneyimleyebilirsiniz. Yeşil alanlarıyla ünlü Maçka Parkı’nda yürüyüş yaparak güzel manzaraların tadını çıkarabilir, sanat galerinde veya zengin bir koleksiyona sahip kitapçıların huzurlu ortamında saatler geçirebilirsiniz.
İstanbul Anadolu Yakası Gezilecek Yerler
İstanbul, milyonlarca farklı insanın evi olan eşsiz bir şehir. Hem Avrupa Yakası hem de Anadolu Yakası, keşfedilmeyi bekleyen farklı deneyimler sunuyor. Anadolu Yakası’ndaki güzellikleri de keşfederek İstanbul’un zengin kültürünü ve tarihi dokusunu derinlemesine yaşayabilirsiniz. İşte, İstanbul Anadolu Yakası gezilecek yerler:
Kız Kulesi
İstanbul’un en romantik mekanlarından biri olan Kız Kulesi, Üsküdar ilçesinin Salacak sahilinin hemen açıklarında yer alıyor. İnşasıyla ilgili kesin bir tarih olmamakla birlikte, bazı kaynaklar bu muazzam yapının milattan önce 341 yılında inşa edilmeye başlandığını öne sürüyor.
Tarih boyunca birçok efsaneye ilham kaynağı olan kule, geçmişte Damalis ve Leandros adlarıyla da anılmıştır. Damalis ismi, Atina Kralı Kharis’in karısından geliyor; efsaneye göre Damalis, hayatını kaybettiğinde bu bölgede gömüldüğü için kuleye bu isim verilmiştir. Bizans döneminde ise “küçük kale” anlamına gelen Arcla adıyla tanınmıştır.
İstanbul’un fethi sonrası kule yıkılarak yerine ahşap bir yapı inşa edilmiş, fakat bu yapı da yangına karşı dayanıksız olduğu için 1725 yılında yeniden inşa edilmiştir. Tarih boyunca çeşitli amaçlarla kullanılan Kız Kulesi, gemilerden vergi toplama, savunma, karantina hastanesi ve radyo istasyonu gibi işlevler üstlenmiştir.
Günümüzde ise romantik yemekler ve evlilik teklifleri için tercih edilen bir mekan haline gelmiştir. Kız Kulesi, hem bir müze hem de restoran olarak ziyaretçilere hizmet vermektedir. Galataport İstanbul İskelesi’nden kalkan teknelerle kolayca ulaşabileceğiniz bu eşsiz yapı, İstanbul’un büyüleyici manzarası eşliğinde unutulmaz anlar yaşamanız için ziyaret etmelisiniz.
Beylerbeyi Sarayı
Beylerbeyi Sarayı, Sultan Abdülaziz’in isteği üzerine mimar Sarkis Balyan tarafından inşa edilmiştir. Bu saray, doğu ve batı mimarisinin benzersiz bir sentezini sunmaktadır. Sultan Abdülaziz Han’ın denizcilik tutkusunun izleri, sarayın iç mekanında göze çarpmaktadır; burada gemi halatları ve askeri gemi çizimleri gibi detaylar, denizle olan güçlü bağlantısını yansıtır.
Dış mimaride ise barok stilin etkileyici örnekleri yer almaktadır. Sarayın zarif dekorasyonunda altın işçiliği ile süslenmiş detaylar, sanatsal bir estetik sunmaktadır. Günümüzde Beylerbeyi Sarayı’nın Mabeyn ve Harem bölümleri ziyaretçilere açıktır ve bu alanlar, tarihi atmosferi ile ziyaretçilerini büyülemeye devam etmektedir.
İstanbul Oyuncak Müzesi
2005 yılında Sunay Akın tarafından kurulan İstanbul Oyuncak Müzesi, şehrin en gözde müzelerinden biri olarak öne çıkıyor. Tarihi bir binada yer alan bu müze, neredeyse 300 yıllık geçmişe sahip yaklaşık 4000 oyuncakla dolup taşıyor.
Ziyaretçilerine çocukluğun sihirli dünyasını sunan İstanbul Oyuncak Müzesi, İstanbul’da gezilecek yerler arasında sıkça önerilen bir nokta haline geldi. Müze, yalnızca İstanbul için değil, Türkiye için de büyük bir öneme sahiptir.
2012 yılında Avrupa Oyuncak ve Çocuk Müzeleri buluşmasının İstanbul'da gerçekleşmesi, buraya “Oyuncak Müzeleri Başkenti” unvanını kazandırdı. Ayrıca, müze, Antalya ve Gaziantep gibi diğer şehirlerde de oyuncak müzelerinin açılmasına ilham kaynağı oldu.
Anadolu Hisarı
Avrupa Yakası’nda Rumeli Hisarı varsa, Anadolu Yakası’nda da Anadolu Hisarı bulunmaktadır. Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilen Anadolu Hisarı, Boğaz’ın en dar noktasında, Rumeli Hisarı’nın tam karşısında yer alıyor.
Yaklaşık 7000 metrekarelik bir alanı kaplayan bu hisar, ilk yapıldığı dönemde yabancı ülkelerin Boğaz’a girişlerini kontrol etmek amacıyla kullanılıyordu; ancak İstanbul’un fethi sonrasında stratejik önemini kaybetti.
Anadolu Hisarı, Göksu Deresi’nin Boğaz’a döküldüğü yerde bulunduğundan, harika bir gezi imkanı sunuyor. Hisarı gezdikten sonra, deniz manzarasının tadını çıkarabilir ve Göksu Deresi kıyısındaki kafelerde lezzetli atıştırmalıklar ile içeceklerin keyfini çıkarabilirsiniz.
Küçüksu Kasrı
Küçüksu Kasrı, İstanbul’un Beykoz ilçesinde hem muhteşem deniz manzarası hem de yemyeşil bahçesiyle dikkat çeken bir yapıdır. Sultan I. Mahmut, Göksu Deresi’nin kıyısında bu güzel manzaraya hayran kalarak ahşap bir konak inşa ettirmiştir.
Zamanla, sonraki padişahlar da bu konağı kullanmışlardır. Ancak Sultan Abdülmecit döneminde bu tarihi yapı yıpranmış ve yerini günümüzdeki Küçüksu Kasrı’na bırakmıştır. Kasrın mimarisi, Batı tarzının etkilerini taşırken iç mekanında yer alan mobilyalar, sanat eserleri ve İtalyan mermerleriyle de göz alıcı bir estetik sunmaktadır.
Küçüksu Kasrı’nı gezdikten sonra, yanındaki kafede İstanbul Boğazı’nın büyüleyici manzarası eşliğinde bir kahvaltı yapmayı ya da kahvenizi yudumlayarak keyifli bir vakit geçirmeyi unutmayın. Bu tarihi mekan, hem kültürel bir miras hem de dinlendirici bir deneyim sunmaktadır.
Kadıköy Boğa Heykeli
Kadıköy denildiğinde akla gelen ilk yerlerden biri, bölgenin simgesi haline gelen Boğa Heykeli’dir. Kadıköy'de buluşma ayarlanırken genellikle “Boğada buluşalım” denir. Ayrıca, bir adres tarif edilirken de Boğa Heykeli referans alınarak yön tarif edilir.
Boğa Heykeli’nin kökeni, Almanya ve Fransa arasındaki tarihi çatışmalara dayanır. Alsace bölgesinin kontrolü zaman zaman Fransa’ya, zaman zaman Almanya’ya geçmişti. 1860 yılında yaşanan savaş sırasında Fransız heykeltıraş Isidore Bonheure tarafından Almanya’yı simgeleyen bir boğa heykeli yapılmış; ancak, 1870’teki savaşı Almanlar kazanınca bu heykel onların eline geçmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu ile Almanya arasındaki dostane ilişkiler sayesinde Alman İmparatoru II. Wilhelm, bu heykeli Osmanlı Sultanı’na hediye etmiştir. İstanbul’a getirilen heykel önce Yıldız Sarayı’na konulmuş, ardından Taksim’deki Hilton Oteli'nin bahçesine taşınmıştır.
Zamanla Gezi Parkı, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi ve Kadıköy Belediyesi bahçesi gibi farklı alanlarda sergilenen Boğa Heykeli, 1990 yılında bugünkü yerine konularak Kadıköy’ün ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Çinili Camii
Üsküdar’ın Murat Reis Mahallesi'nde bulunan Çinili Camii, Osmanlı döneminin önemli eserlerinden biridir. I. Ahmet’in eşi Mahpeyker Kösem Sultan’ın emriyle 1640 yılında inşa edilmiştir.
Camii, iç mekanındaki ve ön cephesindeki İznik çinileriyle dikkat çekmektedir; bu çiniler, caminin adını almasına neden olmuştur. Ayrıca, Orta Valide Camii ya da Mahpeyker Kösem Valide Sultan Camii gibi farklı isimlerle de anılmaktadır.
Bu camiyi ziyaret ederek, İznik çiniciliğinin en güzel örneklerini görebilirsiniz. Özellikle minber başlığındaki çini ve oymalar, zarafetiyle göz kamaştırmaktadır. Camide ayrıca bir şadırvan, mektep ve hamam da bulunmaktadır. Tarihi Çinili Hamam, caminin inşası sırasında işçilerin yıkanması için yapılmış; ancak ne yazık ki, inşaat sürecinde hamamın çinileri kaybolmuştur.
Caddebostan Sahili
Anadolu Yakası'nda bulunan Caddebostan Sahili, ailecek keyifli bir hafta sonu geçirmek için harika bir yerdir. Eğer ne yapacağınızı düşünüyorsanız, bu huzurlu ve doğal güzelliklerle dolu alana gitmeyi düşünebilirsiniz.
Burada, çocuklarınız parkta eğlenirken siz de yemyeşil çimenler üzerinde piknik yapabilir veya yanınızda getirdiğiniz lezzetli atıştırmalıklarla keyifli bir kahvaltı yapabilirsiniz. Konforunuz için yanınıza portatif sandalyeler almayı unutmayın.
Eğer güne sporla başlamak isterseniz, sabah erken saatlerde Caddebostan’a giderek uzun bir yürüyüş yapabilir ve spor aletlerini kullanarak enerjinizi artırabilirsiniz. Bu sayede hem sağlıklı bir başlangıç yapar hem de ailenizle birlikte güzel anılar biriktirirsiniz.
Mihrabat Korusu
Sultan II. Abdülhamit’in saltanatı döneminde, Berlin Büyükelçisi olan Sadullah Paşa, Mısırlı Abbas Halim Paşa’nın kızı Rukiye Hanım’a özel bir hediye vermek istemiş. Bu hediye, 200 bin metrekarelik bir alana inşa edilen Mihrabat Korusu olmuş.
Yüzyıllar boyunca padişahlara ve sultanlara ev sahipliği yapan bu muhteşem koru, içinde Nevşehirli İbrahim Paşa tarafından yaptırıldığı düşünülen Mihrabat Kasrı’nı da barındırıyormuş. Ne yazık ki, bu zarif yapı, yeniçeri isyanı sırasında çıkan bir yangında yok olmuş.
Mihrabat Korusu, Anadolu Yakasının en güzel korularından biri olarak öne çıkıyor. Hem doğal güzellikleri hem de manzarasıyla büyüleyici bir atmosfer sunan bu yer, Ortaköy, Rumeli Hisarı ve İstinye Koyu’nun tam karşısında bulunuyor.
Eşsiz manzarayı izlemek, ziyaretçilerine huzur veriyor. Ayrıca, düğün, konser ve çeşitli toplantı organizasyonları için sıklıkla tercih edilen koruda, keyifli bir yemek yiyebileceğiniz kafe ve restoranlar da mevcut.
Anadolu Kavağı
İstanbul'da sahil kasabası gezmeyi düşünüyorsanız, Anadolu Kavağı harika bir seçenek. Beykoz’a bağlı bu sakin mahalle, İstanbul Boğazı’nın muhteşem manzarasına hakim bir konumda yer alıyor. Özellikle yaz aylarında, şehir hayatından uzaklaşmak isteyen İstanbulluların en gözde adreslerinden biri haline geliyor ve bu nedenle kalabalık olabilir.
Anadolu Kavağı’nın önemli simgelerinden biri, Doğu Roma döneminde inşa edilen Yoros Kalesi. Boğazı kontrol altına almak amacıyla yapılan bu kale, Anadolu Yakası’ndaki en yüksek tepede bulunuyor.
Aynı zamanda Ceneviz Kalesi olarak da bilinir. Kaleden muhteşem bir panoramik manzara eşliğinde kahvaltı yapma imkanı bulabilirsiniz. Kalenin içindeki kafede oturarak keyifli bir pazar kahvaltısı yapmanın tadını çıkarabilirsiniz.
Eğer piknik yapmak isterseniz, Anadolu Kavağı’ndan Karadeniz yönüne doğru ilerleyerek Poyrazköy’e ulaşabilirsiniz. Burada, çeşitli mesire alanları ve restoranlar sizi bekliyor. Ayrıca, Poyrazköy Kalesi de ziyaret edebileceğiniz tarihi bir mekan.
Otağtepe Parkı
Beykoz, Anadolu Yakası’nın en yüksek noktalarından biri olarak, zengin doğal güzellikleri ve yüksek tepeleriyle dikkat çekiyor. Bu bölgedeki önemli yerlerden biri, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethini planladığı düşünülen Otağtepe Parkı. Buranın gerçek adı, Fatih Korusu TEMA Vehbi Koç Doğal Kültür Merkezi.
Otağtepe Parkı, hem Fatih Sultan Mehmet Köprüsü hem de 15 Temmuz Şehitler Köprüsü manzarası sunan muhteşem bir konumda yer alıyor. Park içinde bulunan sosyal tesislerde, bu eşsiz manzaraya karşı keyifli bir yemek yiyebilir ya da çayınızı yudumlayarak doğanın tadını çıkarabilirsiniz.
Çamlıca Tepesi
İstanbul’un en yüksek noktalarından biri olan Çamlıca Tepesi’ne çıkarak şehre muhteşem bir manzaradan bakmaya ne dersiniz? Bu eşsiz tepe, iki ayrı bölümden oluşuyor: Küçük Çamlıca Tepesi, denizden 230 metre yükseklikte; Büyük Çamlıca Tepesi ise 268 metre ile şehrin en yüksek noktası.
Burada bulunduğunuzda, Marmara Denizi, Haliç, Prens Adaları ve Karadeniz’in nefes kesen manzaralarını panoramik bir şekilde görebilirsiniz. Tepede, temiz havayı içinize çekerken harika fotoğraflar çekmek de mümkün. Özellikle akşam saatlerinde manzara daha da büyüleyici hale geliyor.
Bu saatlerde orada bulunup o muazzam manzarayı mutlaka fotoğraflamalısınız. Ayrıca, Büyük Çamlıca Tepesi’nde kahve içip yemek yiyebileceğiniz çeşitli tesisler mevcut. Manzara eşliğinde keyifli bir akşam yemeği deneyimi yaşamak için burası harika bir seçenek.
Adile Sultan Sarayı
Adile Sultan Sarayı, Osmanlı döneminde divan yazarı olan tek kadın şair Adile Sultan’ın adını taşımaktadır. Sultan Abdülmecit, bu güzel yapıyı kız kardeşine hediye etmek amacıyla inşa ettirmiştir.
Adile Sultan, hayatının son dönemlerinde bu sarayı bir kız okulu olarak kullanılmak üzere devlete bağışlamıştır. Böylece, saray o dönemdeki ilk yatılı okullardan biri olma özelliğini kazanmıştır. Zaman içerisinde yaşanan yangınlar nedeniyle zarar gören saray, restore edilerek günümüze kadar ulaşmıştır.
Günümüzde düğünler ve çeşitli davet etkinliklerine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca, sarayın içinde yer alan Hababam Sınıfı Müzesi, ziyaretçilere nostaljik bir deneyim sunmaktadır. Sarayı gezmeye gelenler, tarihi yapının zarafetini ve eşsiz manzarasını keşfederken, aynı zamanda Hababam Sınıfı’nın çekildiği sıralarda geçmişe doğru bir yolculuğa çıkmanın keyfini de yaşayabilirler.
Aydos Ormanı ve Aydos Gölü
Aydos Ormanı, şehir yaşamının karmaşasından uzak, adeta bir doğal cennet gibi karşımıza çıkıyor. Anadolu Yakası’nda, Kartal, Pendik ve Sultanbeyli ilçeleri arasında yer alan bu muazzam orman, doğa ile iç içe keyifli zaman geçirme imkanı sunuyor.
Sevdiklerinizle birlikte burada yürüyüş yapabilir, yemyeşil alanlarda piknik yapabilirsiniz. Göldeki deniz bisikletleriyle eğlenceli anlar yaşayabilir, kamp yaparak doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca Aydos Gölü, balık tutma imkanıyla da doğa tutkunlarına cazip seçenekler sunuyor.
Çengelköy
İstanbul'un huzurlu ve sakin köşelerinden biri olan Çengelköy, Anadolu Yakası'nda huzur arayanlar için mükemmel bir kaçış noktası. Bu semt, yalnızca sakin atmosferiyle değil, aynı zamanda tarihi ve doğal güzellikleriyle de ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor.
Asırlık çınar ağaçlarının gölgesinde, 90’lı yılların sevilen dizisi Süper Baba’nın mekanlarından biri olan Tarihi Çınaraltı Cafe’de, boğaz manzarasına karşı keyifli bir kahvaltı yaparak güne başlayabilirsiniz.
Çengelköy sokaklarında yapacağınız yürüyüşler, semtin çarşısına ve pazarına karışarak harika bir gün geçirmenizi sağlayacak. Tarihi zenginlikleriyle de dikkat çeken Çengelköy’de, 3 asırdan daha eski olan 3 Asırlık Çınar Ağacı’nı, hemen arkasındaki Hamdullah Paşa Camii’ni ve Sultan III. Ahmet döneminde inşa edilen Kuleli Kaymak Mustafa Paşa Camii’ni ziyaret etmeyi unutmayın.
Boğaz’ın muhteşem ahşap yapılı yalılarından biri olan Sadullah Paşa Yalısı, Türkiye’nin en eski askeri okullarından Kuleli Askeri Lisesi ve bölgenin kültürel miraslarından Aya Yorgi Rum Ortodoks Kilisesi, Çengelköy'ün gezilecek yerleri arasında yer alıyor. Ayrıca, II. Mahmut tarafından yaptırılan Barok mimarinin zarif örneklerinden biri olan Bekir Efendi Çeşmesi, bir başka görülmesi gereken tarihi nokta.
Beykoz Korusu
Eşsiz Boğaz manzarası, yemyeşil alanlar ve temiz orman havası arıyorsanız, rotanızı Beykoz Korusu’na çevirin. Beykoz ile Paşabahçe arasında başlayıp Riva’ya kadar uzanan bu muazzam koru, Boğaz’ın en büyük doğal alanlarından biridir.
Beykoz Korusu, içinde beş havuz, bir saray kalıntısı ve beş mağara barındırıyor. Ziyaretçilerine huzurlu bir ortam sunan koru, zengin bitki örtüsü ile doludur ve çeşitli yürüyüş parkurlarıyla keşfedilmeyi bekliyor. Ayrıca, gösterişli köşkler, kuş evleri ve piknik alanları ile çocuklar için oyun alanları da mevcut.
Özellikle Beykoz Koru Sosyal Tesisi, geniş yeşil alanında restoran hizmeti veriyor ve düğün, nişan gibi özel organizasyonlara ev sahipliği yapıyor. Doğa ile iç içe bir gün geçirmek isteyenler için Beykoz Korusu’nu ziyaret edebilirsiniz.
Polonezköy
İstanbul’un en büyük parklarından biri olan Polonezköy Tabiat Parkı, göz alıcı yeşil manzaraları ve temiz havasıyla doğa severler için mükemmel bir kaçış noktasıdır. Burada yapacağınız kahvaltı, sizi adeta huzurun kollarına saracak.
Kahvaltının ardından bisiklet sürmek ya da trekking yaparak doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca, mangal keyfi yapmak isteyenler için Polonezköy'de çeşitli piknik alanları mevcut. Polonezköy Tabiat Parkı, İstanbul mesire yerleri arasında öne çıkıyor ve açık havada vakit geçirmek isteyenler tarafından tercih edilmeli.
Adalar
Prens Adaları, Anadolu Yakası'nın açıklarında yer alan ve İstanbulluların en çok tercih ettiği tatil noktalarından biridir. Bu güzel adalar arasında Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada, hem tarihi yerleri hem de plajları ile öne çıkmaktadır. Yaz aylarında özellikle Büyükada ve Heybeliada, kalabalık bir ziyaretçi akınına uğrayarak canlı bir atmosfere bürünür.
Adalara ulaşım ise oldukça pratiktir; Bostancı, Kabataş ve Eminönü’nden hareket eden vapurlar sayesinde İstanbul'un gürültüsünden uzaklaşıp bu huzurlu adalara kolayca ulaşabilirsiniz. Sedef Adası, Tavşan Adası, Kaşık Adası, Yassıada ve Sivriada gibi diğer adaları da keşfetmelisiniz.
Şile
Şile, İstanbul’a bağlı olmasına rağmen, şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyenler için gerçek bir kaçış noktası. Yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuğun ardından ulaşabileceğiniz bu güzel ilçe, hem deniz keyfi yapmak hem de doğayla baş başa kalmak için harika olanaklar sunuyor.
Karadeniz kıyısındaki tertemiz denizi ile Şile, yaz aylarında serinlemek ve güneşlenmek için ideal. Hafta sonları Şile Halk Plajı oldukça kalabalık olabiliyor, bu yüzden sakin bir ortam arıyorsanız alternatif plajları tercih edebilirsiniz.
Kamp severler için Sahilköy Plajı mükemmel bir seçenekken, Doğancılı Plajı’nda şemsiye ve şezlongunuzu kendiniz getirmeniz gerekiyor. Ayrıca, denizinin sığ olmasıyla bilinen Sofular Plajı, özellikle çocuklu aileler için güvenli bir tercih sunuyor.
Gözdağı Korusu
Adalar ve Yalova’nın muhteşem manzarasını görmek istiyorsanız, İstanbul gezilecek yerler rotanıza Gözdağı Korusu’nu mutlaka eklemelisiniz. Pendik’te bulunan bu koru, deniz seviyesinden 206 metre yükseklikte yer alıyor ve harika bir manzara sunuyor.
Ahşap mimarisi ve çeşitli bitki türleriyle zenginleşen doğal ortam, doğayla iç içe vakit geçirmenizi sağlıyor. Gözdağı Korusu’na giriş tamamen ücretsizdir. Ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen sosyal tesislerde uygun fiyatlarla hizmet alabilirsiniz.
Burada, manzara eşliğinde lezzetli bir yemek yiyebilir veya sıcak bir çay ya da kahve içerek dinlenebilirsiniz. Ayrıca, çocuklar için parklar ve piknik alanları da mevcut; böylece ailenizle keyifli anlar yaşayabilirsiniz.
1 Günde İstanbul'da Nereler Gezilir?
İstanbul’da 1 günde gezilebilecek yerler, şehrin tarihi ve kültürel zenginliklerini kapsayacak şekilde planlanabilir. İşte 1 günlük İstanbul bir gezi rotası:
- Ayasofya
- Sultanahmet Camii
- Topkapı Sarayı
- Gülhane Parkı
- Kapalıçarşı
- Mısır Çarşısı
- Galata Kulesi
İstanbul'dan Günübirlik Nerelere Gidilir?
İstanbul'dan günübirlik gitmek için pek çok güzel yer bulunuyor. İşte İstanbul’dan günübirlik gidilebilecek yerler:
- Sapanca: Göl kenarında piknik yapabilir ve doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca, Sapanca Gölü etrafında yürüyüş yapma imkanı var.
- Polonezköy: Doğayla iç içe bir gün geçirmek için Polonezköy güzel bir tercih. Köyde yürüyüş yapabilir veya piknik yapabilirsiniz.
- Yalova: Termal kaplıcaları ve plajları ile Yalova, dinlenmek ve eğlenmek için güzel bir seçenektir.
- Kandıra: Çocuklar için güzel plajlar ve sakin bir ortam sunan Kandıra, yaz aylarında tercih edilen bir destinasyondur.
- Bursa: Tarihi yapıları, doğal güzellikleri ve özellikle Uludağ ile kış sporları için de tercih edilen bir yerdir.
İstanbul'u Gezmeye Nereden Başlamalı?
İstanbul, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla keşfedilmeyi bekleyen birçok yer sunuyor. İşte İstanbul'u gezmeye başlamanız yerler:
- Sultanahmet Bölgesi: Şehrin tarihi merkezi olan bu bölgede Ayasofya, Sultanahmet Camii ve Topkapı Sarayı’nı ziyaret edebilirsiniz.
- Kapalıçarşı: Sultanahmet'ten çok uzakta değil. Geleneksel el sanatları, takılar, baharatlar ve hediyelik eşyalar bulabileceğiniz büyük bir pazar.
- Boğaz Turu: İstanbul'un hem Avrupa hem de Asya tarafını görmek için bir boğaz turu yapabilirsiniz.
- Kadıköy: Asya tarafında yer alan Kadıköy, güzel kafeleri, pazarları ve sokak sanatlarıyla dolu canlı bir semttir.
- Çamlıca Tepesi: Şehrin en yüksek noktalarından biri olan Çamlıca Tepesi, İstanbul'un panoramik manzarasını görmek için harika bir yerdir.
İstanbul’un Simgesi Nedir?
İstanbul'un simgeleri arasında en çok bilinenleri Ayasofya ve Galata Kulesi'dir. Ayasofya, tarihi ve mimari önemi ile öne çıkarken, Galata Kulesi şehre hakim manzarası ve romantikliğiyle tanınır. Ayrıca, İstanbul Boğazı, Kız Kulesi ve Topkapı Sarayı da şehrin sembolik yapıları arasında yer alır.