Amasra Gezilecek Yerler
Amasra gezilecek yerler, Karadeniz'in saklı cennetlerinden birini keşfetmek isteyenler için harika fırsatlar sunuyor. Bu tarihi ve doğal zenginliklerle dolu küçük ilçe, her yıl birçok yerli ve yabancı turistin ilgisini çekiyor.
Amasra'nın tarihi dokusuna dalmak, deniz kenarında keyifli bir gün geçirmek veya yöresel lezzetleri tatmak isteyenler için sayısız fırsat sunuluyor. Amasra gezilecek yerler ile muhteşem bir tatil deneyimi yaşayabilirsiniz. “Amasra’da nereler gezilir?” sorunuz için rehber.
Amasra geziniz boyunca çekmiş olduğunuz TikTok videolarının daha fazla kişiye erişmesi için TikTok takipçi satın al sayfamıza hemen göz atın!
Amasra Gezilecek Yerler Listesi
Amasra, doğa yürüyüşleri ve fotoğraf safarileriyle her mevsim binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Bu eşsiz ilçede, büyüleyici kanyonlar, göz alıcı milli parklar, doğanın gücünü sergileyen şelaleler ve huzur veren dereler arasında yürüyüş yaparak, günlük yaşamın yoğunluğundan bir süreliğine uzaklaşabilirsiniz. İşte, Amasra’da gezilecek yerler:
Amasra Kalesi
Amasra Kalesi, aynı zamanda Sormagir Kalesi olarak da bilinen ve Amasra'nın en tanınan yapılarından biri olarak öne çıkmaktadır. Kale, tarihi Kaleiçi semtinde, Amasra ilçesinin yarımadasında yer almakta olup, Karadeniz’in muazzam manzarasına hakim konumuyla ziyaretçilerine kartpostal güzelliğinde bir manzara sunar.
Kale, Boztepe Kemeri adı verilen bir köprü ile karaya bağlanır ve bu köprü, kale ile ana kara arasında tarihsel bir köprü görevi görür. Hem mimari hem de tarihi açıdan büyük bir öneme sahip olan Amasra Kalesi, Cenevizliler döneminden Osmanlı İmparatorluğu’na kadar pek çok farklı medeniyetin izlerini taşır.
Amasra Kalesi’nin surları, 65 metre ile 200 metre arasında değişen uzunluklarıyla etkileyici bir görünüm sunar. Bu surların üzerinde 8 burç bulunur, her biri kale savunmasında önemli bir rol oynamış ve kalenin savunma stratejilerine dair önemli ipuçları vermektedir.
Kale, zamanında askeri bir yapı olarak inşa edilmiş olsa da, günümüzde hem mimarisi hem de sunduğu manzaralar ile bir açık hava müzesi gibi gezilebilir. İç kısımlarda yapılan geziler, ziyaretçilerin kalenin tarihi atmosferinde zaman yolculuğuna çıkmalarını sağlar.
Özellikle surlardan bakıldığında Amasra Limanı’nın güzelliği ve ilçenin tarihi evlerinin panoramik manzarası, fotoğraf tutkunları için kaçırılmayacak fırsatlar sunar. Kale içinde yapacağınız keşiflerde, ayrıca Fatih Camii’ni de görmelisiniz.
Eski bir kilise olarak inşa edilen bu yapı, zaman içinde camiye dönüştürülmüştür ve Amasra'nın tarihsel dönüşümünü simgeler niteliktedir. Cami, kalenin içindeki tarihi dokuyu daha da derinleştirirken, hem dini hem de kültürel bir mirasa sahip olmanın yanı sıra mimarisiyle de dikkat çeker.
Amasra Kalesi, yalnızca bir savunma yapısı olmanın ötesinde, bölgenin derin tarihini ve zengin kültürünü keşfetmek için önemli bir nokta sunar. Ziyaretçiler, kaleyi gezerek hem tarihi dokuyu hem de çevresindeki doğal güzellikleri keşfederken, Amasra'nın benzersiz atmosferine adım atar ve bu eşsiz bölgenin tarihine ve kültürüne daha yakından tanıklık etme fırsatı bulurlar.
Kaleye yapılan her adım, geçmişin derinliklerine yapılan bir yolculuk gibidir ve kale, her bir köşesinde farklı bir hikaye anlatır. Amasra Kalesi, sadece mimarisi ve tarihi önemi ile değil, aynı zamanda sunduğu muazzam manzara ile de ziyaretçilerini büyüler.
Amasra Direkli Kaya
Amasra’nın en göz alıcı doğal oluşumlarından biri olan Direkli Kaya, ilçenin en çok fotoğraflanan ve en çok merak edilen simgelerinden biri olma özelliğine sahip. Amasra Kalesi'nin hemen önünde, deniz kıyısına paralel bir şekilde uzanan bu etkileyici kaya yapısı, ziyaretçilerini büyülüyor.
Direkli Kaya'nın uzunluğu 7 metre, genişliği ise 5 metreyi buluyor. Ancak bu kayayı özel kılan sadece büyüklüğü değil, kaya yapısının ortasında yer alan ve tamamen doğal yollarla oluşmuş olan büyük bir delik.
Yaklaşık 2 metre uzunluğunda ve 1 metre genişliğindeki bu delik, kaya ile adeta bütünleşmiş ve zamanla doğanın bu eşsiz şekli ortaya çıkmış. Direkli Kaya'nın eski çağlardaki kullanım amacı hakkında ise pek çok efsane ve söylenti mevcut.
En yaygın inanışlardan biri, bu kayanın geçmişte deniz feneri olarak kullanıldığı yönündedir. Karadeniz'in haşin dalgaları ve bazen zorlayıcı hava koşulları göz önünde bulundurulduğunda, denizcilerin yön bulmalarına yardımcı olabilecek böyle bir yapının varlığı oldukça anlamlıdır.
Bu kaya, bölgenin denizcilik tarihinde önemli bir yere sahip olabileceği düşünülen eski yapılarla ilişkili olabilir. Zamanla kayaya yüklenen bu mistik hava, Direkli Kaya'yı sadece bir doğal oluşum olmaktan çıkarıp, tarihsel ve kültürel bir simgeye dönüştürmüştür.
Direkli Kaya, aynı zamanda çevresindeki büyüleyici Karadeniz manzarası ile birleşerek, ziyaretçilere adeta görsel bir şölen sunar. Özellikle sabahın erken saatlerinde, gün doğumunun ışıklarıyla aydınlanan kaya, oldukça etkileyici bir görüntü sergiler.
Gün batımında ise güneşin batışının yansıdığı kayadaki siluetler, fotoğrafçılar için eşsiz kareler oluşturur. Bu doğal güzellik, hem doğa severler hem de fotoğraf tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunar.
Kaya çevresinde geçireceğiniz vakit, Karadeniz'in huzur verici atmosferiyle birleşerek, unutulmaz anılar biriktirmenize olanak sağlar. Ziyaretçiler, Direkli Kaya’ya her mevsim uğrayarak farklı manzaralar ve duygular deneyimleyebilirler.
Bahar aylarında kaya etrafındaki yeşillik ve çiçekler, yazın berrak deniz suyu ile birleşir; kışın ise kaya, Karadeniz’in sert rüzgarları ve bazen karla kaplı manzarasıyla daha da mistik bir hale gelir. Direkli Kaya'nın etrafında dolaşırken, sadece doğanın büyüleyici gücünü değil, aynı zamanda bölgenin tarihini ve efsanelerini de hissedebilirsiniz.
Direkli Kaya mutlaka görülmesi gereken yerler arasında öne çıkıyor. Kaya, bölgeye gelen her turistin rotasında yer alan, fotoğraf makinelerini ya da cep telefonlarını çıkarmalarını sağlayan eşsiz bir noktadır.
Amasra Plajı
Amasra Plajı, Bartın ilinin en gözde tatil beldelerinden biri olan Amasra ilçesinin merkezine oldukça yakın bir konumda bulunuyor. Amasra Kalesi ve Amasra Limanı’nın hemen yanı başında yer alan plaj, yürüyerek kolayca ulaşılabilir olmasıyla dikkat çekiyor.
Yaklaşık 300 metre uzunluğunda ve 100 metre genişliğinde olan kumsalı, ince altın sarısı renkli kumlarıyla Akdeniz sahillerini andıran bir görünüme sahip. Berrak ve temiz denizi ise, tatilcilerin keyifle yüzebileceği uygun bir ortam sunuyor.
Özellikle yaz aylarında hem ilçeyi gezmeye gelen yerli ve yabancı turistlerin hem de çevre şehirlerden gelen tatilcilerin ilgisini çeken Amasra Plajı, yoğunluk bakımından oldukça kalabalık oluyor.
Amasra Plajı, ziyaretçilerine rahat ve konforlu bir tatil deneyimi sunmak için çeşitli olanaklar sağlıyor. Şezlong, güneş şemsiyesi, duş, soyunma kabinleri ve büfe gibi imkanlar, plajda geçirilen zamanın daha keyifli hale gelmesini sağlıyor.
Bunun yanı sıra, su sporlarına ilgi duyanlar için de pek çok seçenek mevcut. Kanodan yelkene kadar farklı su sporlarını deneyimleyebileceğiniz bu plajda, hem eğlenceli hem de macera dolu anlar yaşayabilirsiniz.
Plajın etrafındaki doğal güzellikler ve yeşil alanlar, yürüyüş yapmayı sevenler için cazip bir alternatif sunuyor. Amasra Plajı’nda gün boyunca denizin ve güneşin tadını çıkarırken, akşam saatlerinde ise manzara tamamen değişiyor.
Amasra Kalesi’nin büyüleyici silueti eşliğinde, akşamları gün batımını izlemek gerçekten muazzam bir deneyim sunuyor. Denizin üzerinde alaca karanlık ile birlikte oluşan renk cümbüşü, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor.
Gün batımının ardından Amasra sahilinde yapacağınız yürüyüş, unutulmaz anılar biriktirmenizi sağlayacak. Huzurun ve dinginliğin hakim olduğu bu atmosferde, denizin sessizliğini ve doğanın güzelliklerini içinize çekebilirsiniz.
Sahil boyunca ilerlerken, Amasra'nın meşhur restoranlarında, Karadeniz'in taze balıkları ve yöresel mezelerinin eşliğinde bölgeye özgü tatların keyfini sürebilirsiniz. Bu benzersiz manzara ve lezzetler, tatilinizin en özel anılarını oluşturacak, ruhunuzu dinlendirecek ve vücudunuzu şımartacaktır.
Amasra Tavşan Adası
Amasra'nın hemen karşısında yer alan Tavşan Adası, ilçenin en popüler ve turistik bölgelerinden biridir. Kemere Köprüsü'nün hemen yanında konumlanan bu küçük ada, doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi yapılarıyla da ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor.
Yaklaşık 200 metre uzunluğunda ve 100 metre genişliğinde olan Tavşan Adası, doğa ile iç içe olabileceğiniz huzurlu bir ortam sağlıyor. Ada, Cenevizliler dönemine ait tarihi kalıntılarla süslü. Bunlar arasında Bizans kilisesi ve manastırı gibi oldukça etkileyici yapılar bulunuyor.
Bu tarihi kalıntılar, adayı keşfe gelen turistler için ilgi çekici duraklar oluşturuyor. Tavşan Adası'na adını veren sevimli tavşanlar, adada özgürce dolaşarak adanın en belirgin özelliklerinden birini oluşturuyor.
Ada, özellikle çocuklu aileler için eğlenceli bir gezi imkanı sağlıyor. Tavşanlar, adayı gezen ziyaretçilerin ilgisini çekerken, çocuklar için ise unutulmaz anılar biriktirme fırsatı sunuyor. Adada bulunan tavşanları beslemek ve onlarla vakit geçirmek, adaya gelenlerin en çok tercih ettiği aktiviteler arasında yer alıyor.
Amasra Limanı'ndan kalkan teknelerle kolayca ulaşılabilen Tavşan Adası, aynı zamanda Karadeniz’in eşsiz manzaralarını izlemek için de mükemmel bir nokta. Ada, doğa severler için huzurlu bir kaçış noktası olmanın yanı sıra tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de büyük bir cazibe oluşturuyor.
Adada gezilecek tarihi yapıları keşfederken, Karadeniz’in muazzam manzarasına karşı yürüyüş yapabilir ve dinlendirici bir atmosferde gününüzün yorgunluğunu atabilirsiniz. Tavşan Adası, doğa, tarih ve huzurun bir arada olduğu nadir yerlerden biri olarak, her yaştan ziyaretçiye unutulmaz anılar sunuyor.
Amasra Çekiciler Çarşısı
Amasra’nın tarihi dokusuyla iç içe geçmiş, Liman ile Amasra Kalesi arasında uzanan dar ve kıvrımlı sokaklarda yer alan Çekiciler Çarşısı, ilçede alışveriş yapmak isteyenlerin yanı sıra, Amasra’nın zengin kültürünü keşfetmek isteyen turistlerin de ilgisini çeker.
Yüzyıllar boyunca Amasra halkının el emeğiyle ürettiği geleneksel el sanatlarının sergilendiği bu çarşı, bölgeye özgü birçok el yapımı ürünün satıldığı küçük dükkanlarla doludur. Ahşap oymacılığının başta geldiği çarşıda, Amasra’nın simgesi haline gelmiş ahşap kaşıklar, tepsiler, tabaklar ve vazolar, ziyaretçilere unutulmaz hediyelikler sunar.
Bu geleneksel sanatın izlerini çarşıdaki dükkanlarda görmek mümkündür; ince işçilikle yapılmış el yapımı ahşap ürünler, hem estetik hem de fonksiyonel olarak ziyaretçileri cezbetmektedir. Ahşap oymacılığının yanı sıra, çarşıda bakırcılık, gümüşçülük, taş işlemeciliği, seramik ve çini gibi diğer geleneksel el sanatlarına da rastlamak mümkündür.
Çarşıda gezinen her ziyaretçi, bu el emeği ürünleri inceleyerek Amasra’nın kültürüne daha yakın bir deneyim yaşama fırsatı bulur. Yöresel lezzetler de bu çarşıda önemli bir yer tutar. Amasra'nın meşhur pastırması, peyniri, kuru inciri ve balı gibi yerel tatlar, çarşıdaki dükkanlarda satışa sunulur.
Bu lezzetler, Amasra’nın doğal ve geleneksel mutfağını yansıtan en önemli unsurlar arasındadır. Ziyaretçiler, bu tatları deneyerek Amasra’nın gastronomi kültürüne de adım atmış olurlar. Ayrıca, çarşıda yerel üreticilerin sunduğu el yapımı sabunlar, doğal kozmetikler ve yöresel baharatlar da bulunur, bu da alışverişi daha da renkli hale getirir.
Amasra kültürünü anlamak, hem geçmişin hem de bugünün izlerini keşfetmek isteyenler için Çekiciler Çarşısı, uygun bir yerdir. Çarşıda gezinirken, hem görsel bir şölen hem de duygusal bir bağ kurma şansı yakalarsınız. El sanatlarının en güzel örneklerinin ve yöresel lezzetlerin bir arada sunulduğu bu çarşı, Amasra’yı keşfetmek isteyenlerin kaçırmaması gereken bir deneyim sunar.
Amasra Limanı
Amasra’yı gezmeye başladığınızda, kesinlikle ilk uğramanız gereken yerlerden biri olan Amasra Limanı, hem tarihi dokusu hem de doğal güzellikleriyle sizi kendine hayran bırakacak. İlçe merkezine sadece 5 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde bulunuyor.
Bu liman, Büyük Liman Plajı, Küçük Liman Plajı ve Kemere Köprüsü arasında yer alıyor. Amasra Limanı, rengarenk sandallar, balıkçı tekneleri ve gezinti botlarıyla öne çıkıyor. Gün batımında ise, limanın her köşesi muazzam renk tonlarıyla adeta bir fotoğraf cennetine dönüşüyor.
Her bir köşe, Karadeniz’in büyülü manzaralarını ve bu bölgeye özgü atmosferi yakalamanızı sağlıyor. Limanın etrafında dolaşırken, tekne gezilerine katılabilir ve Karadeniz sahilindeki gizli koyları keşfetme fırsatını yakalayabilirsiniz.
Aynı zamanda balık avlama turlarına katılarak denizin sunduğu taze lezzetleri deneyimleyebilirsiniz. Amasra Limanı'nda yer alan çay bahçeleri, restoranlar ve kafeler, her biri büyüleyici Karadeniz manzaraları eşliğinde misafirlerine huzurlu bir ortam sunuyor.
Bu mekanlarda, denizin sakin sesiyle keyifli bir mola verebilir, lezzetli bir kahve eşliğinde limanın huzurlu atmosferinin tadını çıkarabilirsiniz. Amasra Limanı, hem doğal güzellikleri hem de sunduğu çeşitli aktivitelerle, gezginler için unutulmaz bir deneyim vaat ediyor.
Kuş Kayası Yol Anıtı
Amasra’ya sadece 4 kilometre uzaklıkta bulunan Kuş Kayası Yol Anıtı, tarihi ve kültürel zenginliğiyle dikkat çeken etkileyici bir yapıdır. Özellikle antik Roma dönemine ait bu anıt, sadece bölgedeki değil, tüm Türkiye’deki nadir örneklerden biridir ve Roma İmparatorluğu’nun izlerini günümüze taşır.
M.S. 1. yüzyılda, Roma İmparatoru Claudius’un (41-54) onuruna yapılan Kuş Kayası Yol Anıtı, devasa bir kaya üzerine oyulmuş insan ve Roma kartalı figürleri ile birlikte iki yazıtla bezelidir. Bu anıt, Roma'nın geniş yol ağının bir parçası olarak inşa edilmiştir.
Anıt, Roma askerlerinin dinlenmesi ve su ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılmıştır. Anıtın kayaya işlenmiş olan insan figürü, Roma lejyonerlerinin geleneksel askeri kıyafetleriyle betimlenmiştir.
Bu figür, dönemin Roma askeri stilini ve askerlerin görevlerini simgeler. Roma kartalı figürü ise Roma İmparatorluğu’nun gücünü ve büyüklüğünü simgeleyen önemli bir semboldür ve anıta büyük bir saygı ve ihtişam katmaktadır.
Bu kartal, aynı zamanda Roma’nın zaferlerini ve hakimiyetini temsil eder. Anıtın üzerine kazınmış olan yazıtlar, Gaius Julius Aquila adlı kişinin bu anıtı inşa ettirdiğini ve yapım amacını belirtir. Yazıtlarda ayrıca anıtın tarihî bağlamı ve inşa süreci hakkında değerli bilgiler yer alır.
Kuş Kayası Yol Anıtı, tarihi önemi ve sanatsal özellikleriyle yalnızca bölgedeki değil, tüm dünyadaki Roma dönemi anıtları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bu anıt, hem mimari hem de sanatsal açıdan benzersiz bir yapı olup, Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki izlerini görmek isteyenler için büyük bir çekim merkezidir.
Bartın-Amasra Antik Yolu üzerinde yer alan bu anıt, ulaşım açısından oldukça kolay bir konumda bulunur. Toplu taşıma araçları ve özel araçlarla rahatlıkla ulaşılabilen bu yapıya yapılan ziyaretler, tarihi bir yolculuğa çıkmak isteyen gezginlere unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.
Kuş Kayası Yol Anıtı, sadece tarihi bir eser olmanın ötesinde, bölgedeki doğal güzelliklerle de iç içe olan bir yerdir. Çevresindeki peyzaj, ziyaretçilere antik Roma dönemine ait bu izlerin yanı sıra doğayla bütünleşmiş bir deneyim sunar.
Roma döneminin izlerini günümüze taşıyan bu anıt, tarih meraklıları, sanatseverler ve gezginler için mutlaka görülmesi gereken bir duraktır. Hem yerli hem de yabancı turistler için önemli bir tarihi değer taşıyan Kuş Kayası Yol Anıtı, bölgenin kültürel mirasına katkı sağlayan eşsiz bir yapı olarak geleceğe ışık tutmaya devam etmektedir.
Amasra Fatih Camii
Amasra'nın tarihi mirasının en önemli yapılarından biri olan Fatih Camii, ilçenin kültürel zenginliğini yansıtan eşsiz bir örnektir. 9. yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilen ve ilk başta kilise olarak kullanılmıştır.
460 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Amasra'yı fethetmesinin ardından camiye dönüştürülmüştür. O günden bu yana hem dini hem de tarihi bir simge haline gelmiş olan Fatih Camii, Amasra'nın en dikkat çekici yapılarından biridir.
Amasra Kalesi içinde yer alan ve kalenin en yüksek noktasına inşa edilen bu cami, sadece mimari özellikleriyle değil, aynı zamanda bulunduğu konumla da büyük bir öneme sahiptir. Ziyaretçilerine, Amasra'nın büyüleyici manzarasına hakim olma fırsatı sunan cami, özellikle fotoğrafçılar ve turistler için popüler bir mekan olmuştur.
Camiden, ilçenin denizle buluştuğu noktaları, yemyeşil doğasını ve tarih kokan sokaklarını izlemek mümkün. Fatih Camii, klasik Osmanlı mimarisiyle inşa edilmiş olup, dikdörtgen planlı ve tek kubbeli bir yapıya sahiptir.
Yapının dış cephesi düzgün kesme taşlarla örülmüş olup, sade fakat etkileyici bir görünüme sahiptir. İç mekan ise sade bir dekorasyonla tasarlanmış olsa da, caminin atmosferine derinlik katan pek çok detay barındırır.
Camiyi süsleyen kemerler ve payandalar, yapının sağlamlığını arttırırken aynı zamanda estetik bir görünüm kazandırmaktadır. Caminin iç mekanındaki mihrap ve minber, 18. yüzyıldan kalma eklemeler olup, caminin tarihi dokusuyla uyumlu şekilde tasarlanmıştır.
Ayrıca, caminin tavan süslemeleri ise 19. yüzyıldan kalma olup, o dönemin zarif işçilik ve estetik anlayışını yansıtır. Bu tarihi yapının her bir köşesinde, geçmişten günümüze uzanan bir hikaye gizli gibi hissedilir.
Amasra'nın tarihi ve kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için Fatih Camii, sadece bir ibadet yeri olmanın ötesinde, ilçenin tarihine tanıklık etme fırsatı sunan önemli bir yapıdır. Hem mimarisi hem de bulunduğu konum itibariyle büyük bir çekim merkezi olan camiyi gezdikten sonra, Amasra'nın en güzel panoramik fotoğraflarını çekebilir, bu eşsiz deneyimi ölümsüzleştirebilirsiniz.
Amasra Müzesi
Amasra Müzesi, Amasra'nın tarihi dokusunu yansıtan ve 1884 yılında denizcilik okulu olarak inşa edilen tarihi binasında, ziyaretçilere benzersiz bir kültürel deneyim sunuyor. 1976 yılında kapsamlı bir restorasyon geçiren bina 1982 yılında halkın ziyaretine açıldı.
O günden bugüne, 3000 yıldan uzun bir tarihe sahip olan Amasra'nın zengin arkeolojik ve etnografik mirasını sergileyen önemli bir merkez haline geldi. Müzede, bölgedeki kazı alanlarında ortaya çıkan paha biçilmez eserler, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Müzede yer alan arkeolojik koleksiyon, Amasra'nın farklı medeniyetlerle olan etkileşimini gözler önüne seriyor. Helenistik, Roma, Ceneviz, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalan yüzlerce eser, Amasra'nın tarihsel sürecindeki zengin kültürel çeşitliliği ortaya koyuyor.
Heykeller, heykel başları, mezar stelleri, altarlar, sütun başlıkları ve kaideler, sadece görsel olarak etkileyici değil, aynı zamanda Amasra'nın tarihine dair önemli bilgiler sunuyor. Bu eserler, bölgenin geçmişine dair derinlemesine bir bakış açısı kazanmak isteyenler için paha biçilmez bir kaynak oluşturuyor.
Amasra Müzesi'nin etnografya bölümü, bölgenin kültürel mirasını yansıtan kapsamlı bir koleksiyon sunuyor. Sergilenen yerel kıyafetler, gümüş takılar, yatak örtüleri, halılar, nostaljik duvar saatleri ve el yazması Kuran-ı Kerim örnekleri, Amasra'nın halk kültürünü ve geleneksel yaşam biçimlerini keşfetmek için ziyaretçilerine eşsiz bir fırsat tanıyor.
Bu eserler, hem tarihsel hem de estetik açıdan büyük bir değer taşıyor ve ziyaretçilerin geçmişin izlerini bugüne taşımalarına olanak sağlıyor. Amasra Müzesi, sadece bir arkeolojik alan olmanın ötesinde, Amasra'nın kültürel mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma misyonunu da üstleniyor.
Zengin koleksiyonu ve etkileyici sergileriyle, tarih ve arkeoloji meraklıları için mutlaka görülmesi gereken bir mekan olarak öne çıkıyor. Amasra'nın etkileyici kültürünü daha yakından anlamak isteyen herkes için müze, bu tarihi yolculuğa başlamak için uygun bir başlangıç noktası oluyor.
Büyük Liman Plajı
Amasra'nın tarihi dokusuyla ünlü Büyük Liman Plajı, denizin tadını çıkarmak isteyenler ve sakin bir tatil arayışında olanlar için mükemmel bir seçenek sunuyor. Amasra Kalesi'ne komşu olan bu plaj, yaklaşık 300 metre uzunluğunda ve 100 metre genişliğinde, ziyaretçilerine geniş bir alan sunuyor.
İnce kumları ve berrak deniziyle dikkat çekiyor. Yaz aylarında büyük ilgi gören plaj, sıcak yaz günlerinde serinlemek isteyen yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun bir şekilde tercih ediliyor. Ayrıca Amasra halkının da vazgeçilmez mekanlarından biri haline gelmiş.
Büyük Liman Plajı, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda sunduğu geniş olanaklarla da ziyaretçilerine konforlu bir tatil imkanı sunuyor. Plajın çevresinde pek çok otel, pansiyon, restoran, kafe ve çay bahçesi bulunuyor.
Bu mekanlar, deniz manzarasında keyifli bir yemek yemenin veya bir içki eşliğinde dinlenmenin tadını çıkarabileceğiniz ideal noktalardır. Plajda aynı zamanda şezlong, güneş şemsiyesi, duş, soyunma kabinleri, tuvalet, büfe ve market gibi temel ihtiyaçları karşılayan hizmetler de mevcut.
Amasra merkezine oldukça yakın olan plaja, kısa bir yürüyüşle ya da taksilerle kolayca ulaşılabiliyor. Gündüz saatlerinde denizin keyfini çıkarabilir, plajda güneşlenerek tatiliniz sırasında dinlenebilirsiniz..
Akşam saatlerinde ise ince kumlar üzerinde yürüyüş yaparak, denizin sakinleşen atmosferinin tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca, plajın çevresindeki doğal güzellikler ve tarihi yapılarla birleşen manzara, özellikle fotoğraf tutkunları için harika fırsatlar sunuyor.
Küçük Liman Plajı
Amasra, Karadeniz’in doğal güzellikleriyle ünlü bir tatil beldesi olup, deniz turizmi açısından pek çok seçenek sunmaktadır. Bu seçenekler arasında en çok tercih edilen yerlerden biri de Küçük Liman Plajı’dır.
Amasra Limanı’na oldukça yakın bir konumda bulunan bu plaj, küçük ama etkileyici bir sahil sunuyor. Yaklaşık 200 metre uzunluğunda ve 100 metre genişliğinde olan Küçük Liman Plajı, hem yerli hem de yabancı turistlerin gözdesi olmayı başarıyor.
Sahil, sunduğu doğal manzaralarla göz doldururken, denizin huzur veren atmosferiyle de keyifli bir deneyim vaat ediyor. Yaz aylarında, özellikle sıcak havalarda, Karadeniz’in serin sularına girmek isteyenler için uygun bir seçenek olan Küçük Liman Plajı, suyun temizliği ve berraklığı ile de dikkat çekiyor.
Hem yerel halk hem de tatilciler, bu plajın sularının soğukluğunda ferahlarken, aynı zamanda plajın sunduğu çeşitli olanaklardan da faydalanabiliyorlar. Sıcak yaz günlerinde denize girmek ve güneşin tadını çıkarmak için harika bir mekan olan bu plaj, aynı zamanda gelişmiş turizm imkanlarıyla da konforlu bir deneyim sunuyor.
Küçük Liman Plajı’nda bulunan şezlonglar, güneş şemsiyeleri, duşlar ve soyunma kabinleri, ziyaretçilerin rahatça vakit geçirmesine olanak tanıyor. Ayrıca, plajda çeşitli kafeler de mevcut, bu da tatilinize renk katmak için mükemmel bir fırsat sunuyor.
Yalnızca deniz keyfi yapmakla kalmayıp, su sporları ile de eğlenceli zaman geçirebilirsiniz. Rüzgar sörfü, kano, jet ski gibi aktiviteler, plajın hareketli atmosferine farklı bir boyut katıyor. Günü güneşin tadını çıkararak geçirmek isteyenler için ince kumlarla kaplı sahilde uzanmak oldukça keyifli.
Küçük Liman Plajı, hem aileler hem de arkadaş grupları için uygun bir mekan olup, plajın sunduğu huzurlu ortamda, Karadeniz'in kendine özgü manzarası eşliğinde unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.
Yürüyüş yapmak, suyun kenarında dinlenmek veya denizin tadını çıkarmak, bu plajda yapılabilecek en güzel aktiviteler arasında yer alıyor. Ayrıca, Amasra’nın tarihi dokusunu keşfetmek isteyenler için de Küçük Liman Plajı, şehir merkezine olan yakınlığı sayesinde rahatça ulaşılabilecek bir konumda bulunuyor.
Bozköy Plajı
Amasra'nın merkezine sadece 14 kilometre mesafede bulunan ve Çakraz beldesinde yer alan Bozköy Plajı, 2 kilometre uzunluğundaki sahili, temiz ve berrak suları ile bölgedeki en sevilen plajlardan biri olma özelliği taşıyor.
Altın sarısı kumları ve sahil boyunca sıralanan yemyeşil çam ormanları, burayı doğayla iç içe, huzurlu bir deniz tatili geçirmek isteyenlerin tercih ettiği önemli bir destinasyon haline getiriyor. Bozköy Plajı'nın sığ denizi, özellikle çocuklu aileler için büyük bir avantaj sağlıyor, böylece küçük çocuklar güvenle denizin keyfini çıkarabiliyor.
Plajın çevresindeki doğa, Karadeniz’in büyüleyici manzarasıyla birleşerek görsel bir şölen sunuyor. Ziyaretçilere güneşlenme şemsiyesi ve şezlong kiralama imkanı da sunuluyor, bu da rahat bir tatil deneyimi yaşamanıza olanak tanıyor.
Ayrıca, çam ormanları arasında kamp yapma imkanı da bulunuyor; doğa severler için mükemmel bir ortam sağlayan bu alan, hem sessizliği hem de Karadeniz'in harika manzaralarını sunarak, konuklarına unutulmaz bir deneyim vaat ediyor.
Bozköy Plajı, sadece deniz ve doğa ile sınırlı kalmıyor. Ziyaretçilerin ihtiyacını karşılayacak duş, soyunma kabini ve büfe gibi olanaklar da sunuluyor. Bu sayede plajda geçirilen zaman daha konforlu hale geliyor.
Plajda yapılan yürüyüşler, doğa ile iç içe zaman geçirmek isteyenler için oldukça keyifli bir aktivite. Hem dinlenmek hem de denizin tadını çıkarırken, aynı zamanda çevredeki ormanlık alanlarda keşif yaparak, huzurlu bir tatil atmosferi yaratıyor.
Bozköy Plajı, doğaseverlerden ailelere, gençlerden yaşlılara kadar herkesin keyifli bir şekilde vakit geçirebileceği, sakin ve huzurlu bir plaj deneyimi sunuyor. Hem dinlenmek hem de doğal güzelliklerin tadını çıkarmak isteyenler tarafından tercih edilebilecek bir mekan olan Bozköy, Amasra'nın en gözde tatil noktalarından biri olarak öne çıkıyor.
Küre Dağları Milli Parkı
Bartın ve Kastamonu illeri arasında yer alan Küre Dağları Milli Parkı, Amasra'dan yapılan doğa gezilerinin en gözde rotalarından birini oluşturuyor. 2000 yılında milli park olarak ilan edilen bu alan, Türkiye'nin 41. milli parkı olma özelliğine sahip ve 37 hektarlık geniş bir yeşil alanı kapsıyor.
Milli park, Amasra'nın yanı sıra çevresindeki Azdavay, Pınarbaşı, Ulus, Kurucaşile ve Cide gibi ilçeleri de kapsayarak, bölgenin doğal zenginliklerini gözler önüne seriyor. Küre Dağları, hem bitki örtüsü hem de vahşi yaşam açısından son derece zengin bir ekosisteme sahip.
Bu bölge, 2000'den fazla bitki türü ve 160'tan fazla memeli türü ile Türkiye'nin biyolojik çeşitlilik açısından en değerli alanlarından biridir. Yemyeşil ormanlar, dağlardan düşen şelaleler, dereler ve derin kanyonlar arasında kaybolarak, modern dünyanın karmaşasından uzaklaşmak isteyen doğaseverler için adeta bir cennet sunuyor.
Küre Dağları Milli Parkı, ziyaretçilere doğanın içinde huzurlu bir mola verme fırsatı sunarken, aynı zamanda keşfedilecek birçok doğal güzellik barındırıyor. Valla Kanyonu ve Horma Kanyonu gibi muazzam kanyonlar, doğa yürüyüşleri yapmak isteyenler için mükemmel rotalar sunuyor.
Ayrıca Ilıca Şelalesi'nin serin sularında ferahlayabilir, Ilgarini Mağarası ve Kemerli Mağarası'nın gizemli atmosferinde keşfe çıkabilirsiniz. Drahna Vadisi ise muazzam manzarasıyla fotoğraf tutkunları için bulunmaz bir fırsat.
Küre Dağları, sadece doğaseverlerin değil, aynı zamanda kamp yapmayı sevenlerin de ilgisini çekiyor. Çevre şehirlerden yüzlerce kişi, bu bölgeye gelerek kamp kurup doğanın içinde keyifli zamanlar geçiriyor.
Yılın her mevsimi farklı bir güzellik sunan bu milli park, her dönemde farklı manzaralarla göz kamaştırıyor. Baharda açan çiçeklerle yeşeren ormanlar, yazın sıcak günlerinde serin dereler, sonbaharda sararan yapraklarla döşenen patikalar ve kışın karla kaplanan dağlar, bölgeyi yılın her mevsiminde ziyaret edilebilecek bir yer haline getiriyor.
Küre Dağları Milli Parkı, aynı zamanda doğa fotoğrafçıları için vazgeçilmez bir lokasyon. Zengin flora ve fauna, etkileyici manzaralar, derin kanyonlar ve şelaleler, her açıdan farklı kareler yakalamak isteyen fotoğrafçılara sayısız fırsat sunuyor.
Doğanın her hali, her mevsim bambaşka bir yüzünü sergileyerek, doğa tutkunlarının gözünden kaçmıyor.Küre Dağları Milli Parkı, Amasra ve çevresinde doğa ile iç içe olmak isteyen herkese sunduğu eşsiz imkanlarla keşfedilmeyi bekleyen bir hazine niteliğindedir.
Gürcüoluk Mağarası
Amasra merkezine sadece 6 kilometre mesafede, Küre Dağları Milli Parkı'nın içinde yer alan Gürcüoluk Mağarası, bölgenin en etkileyici doğa harikalarından biri olarak dikkat çekmeyi başarıyor.
Hem görsel zenginliği hem de çevresindeki doğal güzellikleriyle, keşfe çıkanları adeta büyüleyen bu mağara, Amasra'nın en değerli turistik noktalarından biri haline gelmiş durumda. 1975 yılında keşfedilen ve 1996 yılında ziyarete açılan Gürcüoluk Mağarası, 169 metre uzunluğa ve 15 metre genişliğe sahip.
Gürcüoluk Mağarası’nın içindeki sarkıtlar, dikitler, sütunlar, damlataşlar ve travertenler, mağarayı ziyaret eden herkesi adeta başka bir dünyaya taşır. Bu doğal yapılar, zamanın gücüyle şekillenmiş ve her birinin kendine özgü hikayeleri var gibi hissedilir.
Mağaranın en dikkat çekici özelliklerinden biri ise, devasa Gürcü Gelin adı verilen sarkıtıdır. Hem mağaracılar hem de fotoğraf tutkunları için eşsiz bir çekim merkezi haline gelen bu sarkıt, mağaranın en göz alıcı parçalarından biridir ve ziyaretçilerin ilgi odağı olur.
Gürcüoluk Mağarası, sadece Amasra'nın değil, Karadeniz Bölgesi'nin de önemli turistik merkezlerinden biri olmuştur. Yıl boyunca düzenlenen rehberli turlar sayesinde, ziyaretçiler mağaranın derinliklerine inebilir, doğanın binlerce yıl süren yaratım sürecine tanıklık edebilirler.
Güzelcehisar Lav Sütunları
Amasra gezilerinde mutlaka ziyaret edilmesi gereken eşsiz doğal güzelliklerden biri olan Güzelcehisar Lav Sütunları, Bartın ilinin Güzelcehisar ilçesinde, Amasra’ya sadece 35 kilometre uzaklıkta yer alıyor.
Karadeniz’in huzur veren manzarasıyla çevrili olan bu devasa lav sütunları, yaklaşık 80 milyon yıl önce bölgede meydana gelen volkanik patlamalar sonucu lavların soğuyup kristalleşmesiyle oluşmuş. Oluşumları, doğanın zaman içinde şekillendirip, bizlere bu muazzam yapıları sunduğu büyüleyici bir tabiat harikası olarak karşımıza çıkıyor.
Güzelcehisar Lav Sütunları, yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda ve 20 metre yüksekliğinde olup, sütunların çapları 50 ile 100 santimetre arasında değişirken, bazı sütunların uzunluğu 100 metreye kadar ulaşabiliyor. Bu görkemli yapılar, Karadeniz kıyısında etkileyici bir siluet oluşturarak, bölgedeki diğer doğal güzelliklerle de mükemmel bir uyum içinde yer alıyor.
Dünyada sadece üç yerde bulunan lav sütunlarından biri olan Güzelcehisar Lav Sütunları, diğer örnekleriyle birlikte, Kuzey İrlanda’daki ünlü Giant’s Causeway ve İskoçya’daki Fingal’s Cave ile tanınıyor.
Bu lav sütunları, bölgeye gelen turistlerin ilgisini çekerken, aynı zamanda doğal yapısının korunmasına yönelik yapılan çalışmalarla da dikkat çekiyor. 2021 yılında turizm ve rekreasyon projeleri çerçevesinde alana yapılan düzenlemelerle, bu eşsiz doğal miras, daha geniş kitlelere tanıtılmaya başlandı.
Yürüyüş yolları, seyir terasları, iskeleler ve çeşitli alanlarda yapılan iyileştirmeler sayesinde, hem yerli hem de yabancı turistlerin ziyaretine açıldı. Ziyaretçilerin bu büyüleyici yapıları daha yakından keşfetmesi için çevresinde çeşitli yürüyüş parkurları bulunuyor.
Güzelcehisar Lav Sütunları, doğa yürüyüşleri, fotoğraf çekimleri ve keşif safarileri için en uygun noktalardan biri haline gelmiş durumda. Bu alanda yürüyüş yaparken, lav sütunlarının etkileyici görünümü ve Karadeniz'in masmavi suları arasında kaybolmak, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Doğa fotoğrafları çekmeyi sevenler için bu bölge adeta bir cennet. Güzelcehisar Lav Sütunları’nın etkileyici yapılarıyla çevrelenmiş muazzam manzarayı keşfederken, Karadeniz’in sakinleştirici sularında kısa bir dinlenme yaparak gezinizin yorgunluğunu atmak son derece keyifli bir deneyim sunuyor.
Tüm bu unsurlar bir araya geldiğinde, bu doğal harika yalnızca bir gezilecek nokta değil, aynı zamanda doğayla iç içe geçirilen huzurlu bir zaman dilimi sunuyor. Doğa ile iç içe olmak isteyen her gezginin rotasında mutlaka bulunması gereken bir yer.
Amasra Barış Akarsu Parkı
Amasra'nın merkezinde, Küçük Liman'a yakın konumda bulunan Barış Akarsu Parkı, 2007 yılında genç yaşta hayatını kaybeden ünlü rock şarkıcısı Barış Akarsu'nun anısını yaşatmak hedefi ile açıldı.
Yaklaşık 10 dönümlük geniş bir alana yayılan park, Amasra'nın en sevilen rekreasyon alanlarından biri olarak, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Parkta, Barış Akarsu'nun bronzdan yapılmış heykelinin yanı sıra bir kafeterya ve çay bahçesi de yer alıyor.
Amasra'ya gelen birçok ziyaretçi için Barış Akarsu Parkı, mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Her yıl pek çok Barış Akarsu hayranı, şarkıcının hatırasına saygı göstermek için burayı ziyaret ediyor.
Amasra merkezinden sadece kısa bir yürüyüş mesafesinde bulunan park, çay içerek dinlenmek, hafta sonu sporu yapmak veya Barış Akarsu'nun heykelinin önünde fotoğraf çekmek isteyenler için uygun bir yer.
Amasra Kaç Günde Gezilir?
Amasra, Karadeniz'in en güzel sahil kasabalarından biridir ve genellikle 1-2 gün içinde rahatça gezilebilir. Kasaba küçük bir yer olduğu için, ana turistik bölgeleri ve plajları gezmek, doğal güzellikleri keşfetmek için bir gün yeterli olacaktır.
Amasra'ya Hangi Mevsimde Gidilir?
Amasra, Karadeniz ikliminin etkisi altında olan bir beldedir ve yılın her mevsimi ziyaret edilebilir. Diğer Batı Karadeniz şehirlerine benzer şekilde, mart ayı itibarıyla gezilmesi daha keyifli hale gelir. Amasra, özellikle bahar ve yaz aylarında en fazla turist çeker.
Eğer balık yemek ve ünlü salatasını tatmak isterseniz, mart, nisan ve mayıs ayları en uygun zamanlardır. Deniz tatili planlayanlar için ise temmuz, ağustos ve eylül ayları uygun dönem olarak öne çıkmaktadır.
Amasra’da Ne Yenir?
Amasra, sadece tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda zengin mutfağıyla da dikkat çeker. Karadeniz'in benzersiz tatlarını sunan Amasra mutfağı, deniz ürünlerinden yöresel yemeklere kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Amasra'ya seyahat ettiğinizde, mutlaka tadına bakmanız gereken yerel lezzetler şunlardır:
- Taze Balık Çeşitleri
- Amasra Pidesi
- Kabak Burması
- Amasra Salatası
- Çöven Ekmeği
- Ballı Yoğurt
Amasra’dan sonra gezilecek yer arıyorsanız eğer tarihi evleriyle ünlü Safranbolu’yu ziyaret etmeyi düşünebilirsiniz. Bu yüzden mutlaka “Safranbolu Gezilecek Yerler” isimli içeriğimize mutlaka göz atın!